Çehov, genç yazarlara öykülerinin ilk üç sayfasını atmalarını önerirmiş. Devrim bunu biliyor. Dördüncü sayfadan başlıyor öykülerine. Sade bir dille yazıyor. Kendinden emin yazıyor. Anlatırken sesi titremiyor.
Anlattıkları sahici geliyor okura. Oysa gerçeklik sınırlarını aşan öyküler anlattığı da oluyor. Bunlar da sahici geliyor okura. Hiç Cortazar okumadığını biliyorum ama bazı öykülerinde Cortazar’a yaklaşıyor.
Öykülerinin bazılarında Andersen’e de yaklaşıyor ama daima kendi yolunda ilerliyor. Kendi tarzını bulmuş bir yazarla karşı karşıyayız.
İlk kitabı çıkınca “Devrim Akalın’ın edebiyatımızda kalıcı olacağını biliyorum.” demiştim. Devrim Akalın bu yolda ilerliyor. Kalıcı olacağını bir kez daha gösteriyor.
Çehov, genç yazarlara öykülerinin ilk üç sayfasını atmalarını önerirmiş. Devrim bunu biliyor. Dördüncü sayfadan başlıyor öykülerine. Sade bir dille yazıyor. Kendinden emin yazıyor. Anlatırken sesi titremiyor.
Anlattıkları sahici geliyor okura. Oysa gerçeklik sınırlarını aşan öyküler anlattığı da oluyor. Bunlar da sahici geliyor okura. Hiç Cortazar okumadığını biliyorum ama bazı öykülerinde Cortazar’a yaklaşıyor.
Öykülerinin bazılarında Andersen’e de yaklaşıyor ama daima kendi yolunda ilerliyor. Kendi tarzını bulmuş bir yazarla karşı karşıyayız.
İlk kitabı çıkınca “Devrim Akalın’ın edebiyatımızda kalıcı olacağını biliyorum.” demiştim. Devrim Akalın bu yolda ilerliyor. Kalıcı olacağını bir kez daha gösteriyor.