Bir zamanlar Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Melekler, “A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz” dediler. Rabbin, “Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu.
Amerikalı matematik profesörü Jeffrey Lang, 80'lerin başında Müslüman oldu. Onun hikâyesi düşünme ve sorgulama ile başladı. Lang'e göre Kur'an, onu iman etmeye mecbur bırakmıştı. Ancak rasyonel, entelektüel ve manevi açıdan tatmin edici bulabildiği bir dine inanabilirdi ve o dinin İslam olduğuna kanaat getirdi. İslam: düşünen insanındini.
Jeffrey Langbu kitabında, kendi deneyiminden yola çıkarak Amerika'da Müslüman olmayı, secde ettiği ilk ânı, İslam'ın Batı'da yayılmasının önündeki engelleri, bu dinin genç kuşağa nasıl aktarılması gerektiğini, din ve gelenek ilişkisini ele alarak okuyucuyu, Kur'an'ın “sarp yokuş” olarak tanımladığı iman yolculuğuna davet ediyor. Yazarın, okuyucusundan istediği bir şey var: sormaktan ve sorgulamaktan kaçmaması. Çünkü bir kanaati dogmalaştırmak, hakikatin önünün kesilmesidir. Ve Allah'a son derece yakın olanmelekler bile sorar…
Bir zamanlar Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Melekler, “A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz” dediler. Rabbin, “Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu.
Amerikalı matematik profesörü Jeffrey Lang, 80'lerin başında Müslüman oldu. Onun hikâyesi düşünme ve sorgulama ile başladı. Lang'e göre Kur'an, onu iman etmeye mecbur bırakmıştı. Ancak rasyonel, entelektüel ve manevi açıdan tatmin edici bulabildiği bir dine inanabilirdi ve o dinin İslam olduğuna kanaat getirdi. İslam: düşünen insanındini.
Jeffrey Langbu kitabında, kendi deneyiminden yola çıkarak Amerika'da Müslüman olmayı, secde ettiği ilk ânı, İslam'ın Batı'da yayılmasının önündeki engelleri, bu dinin genç kuşağa nasıl aktarılması gerektiğini, din ve gelenek ilişkisini ele alarak okuyucuyu, Kur'an'ın “sarp yokuş” olarak tanımladığı iman yolculuğuna davet ediyor. Yazarın, okuyucusundan istediği bir şey var: sormaktan ve sorgulamaktan kaçmaması. Çünkü bir kanaati dogmalaştırmak, hakikatin önünün kesilmesidir. Ve Allah'a son derece yakın olanmelekler bile sorar…