Fiiller genel olarak, kılış (iş), oluş ve durum olarak üç gruba ayrılmaktadır. Ancak böyle bir tasnif, zihinsel ve duygusal sürecin yoğunluğunu gerektiren bazı fiillerin ayırt edilebilmesini güçleştirmektedir. Nitekim hareket bakımından zihinsel farklılık arz eden “düşünmek” fiili, “koşmak, yürümek, vurmak, atmak” gibi fiillerle; yoğun duygusal sürece sahip olan “sevinmek, ağlamak” gibi fiiller ise “uyumak, uzanmak, oturmak” gibi duygu yoğunluğu bulunmayan fiillerle aynı kategoride ele alınmaktadır. Ancak nitelikli bir tasnif için, zihinsel ve duygusal yoğunluğa sahip fiillerin farklı bir başlıkla isimlendirilmesi gerekmektedir. Alanyazında bu gereklilik üzerinde duran yakın dönem çalışmalarında söz konusu fiiller için “mental fiil” terimi kullanılmaktadır.
Mental fiiller, dil bilimi çalışmalarından önce daha çok insan psikolojisi ile ilgili alanlarda çalışmalara konu olmuştur. İnsanların iç dünyaları ve/ya zihinsel algılamalarını ifade ederken kullandıkları fiiller incelenmiş; bunların hangi yaşlarda ne maksatla kullanıldığı belirlenmiş, söz konusu fiillerin metinlerdeki yansımalarına yer verilmemiştir.
Bu çalışmada, ilk olarak fiil ve mental fiil kavramı etraflıca ele alınmıştır. Psikoloji ve dil bilimi alanlarında daha önce çalışılan bu konu üzerinde bir kavram tartışması yapılıp mental fiillerin kuramsal çerçevesi ve kategorileri belirlenmiştir. Çalışmanın ikinci aşamasında Eski Türkçe dönemine ait belli başlı metinler taranmış, metinlerdeki mental olma hüviyetine sahip fiiller bağlamlarıyla birlikte örneklenmiştir. Son olarak tespiti yapılan mental fiiller belirlenen kategorilerde değerlendirilmiş ve mental fiillerle ilgili istatistiksel sonuçlara da ulaşılmıştır. Böylece Türkiye Türkçesinde de hâlihazırda kullanılan bu yapıların Türkçenin yazıyla takip edilebilen ilk dönemlerinden itibaren nasıl kullanıldığı belirlenerek “Mental Fiil Teorisi” ispata çalışılmıştır.
Fiiller genel olarak, kılış (iş), oluş ve durum olarak üç gruba ayrılmaktadır. Ancak böyle bir tasnif, zihinsel ve duygusal sürecin yoğunluğunu gerektiren bazı fiillerin ayırt edilebilmesini güçleştirmektedir. Nitekim hareket bakımından zihinsel farklılık arz eden “düşünmek” fiili, “koşmak, yürümek, vurmak, atmak” gibi fiillerle; yoğun duygusal sürece sahip olan “sevinmek, ağlamak” gibi fiiller ise “uyumak, uzanmak, oturmak” gibi duygu yoğunluğu bulunmayan fiillerle aynı kategoride ele alınmaktadır. Ancak nitelikli bir tasnif için, zihinsel ve duygusal yoğunluğa sahip fiillerin farklı bir başlıkla isimlendirilmesi gerekmektedir. Alanyazında bu gereklilik üzerinde duran yakın dönem çalışmalarında söz konusu fiiller için “mental fiil” terimi kullanılmaktadır.
Mental fiiller, dil bilimi çalışmalarından önce daha çok insan psikolojisi ile ilgili alanlarda çalışmalara konu olmuştur. İnsanların iç dünyaları ve/ya zihinsel algılamalarını ifade ederken kullandıkları fiiller incelenmiş; bunların hangi yaşlarda ne maksatla kullanıldığı belirlenmiş, söz konusu fiillerin metinlerdeki yansımalarına yer verilmemiştir.
Bu çalışmada, ilk olarak fiil ve mental fiil kavramı etraflıca ele alınmıştır. Psikoloji ve dil bilimi alanlarında daha önce çalışılan bu konu üzerinde bir kavram tartışması yapılıp mental fiillerin kuramsal çerçevesi ve kategorileri belirlenmiştir. Çalışmanın ikinci aşamasında Eski Türkçe dönemine ait belli başlı metinler taranmış, metinlerdeki mental olma hüviyetine sahip fiiller bağlamlarıyla birlikte örneklenmiştir. Son olarak tespiti yapılan mental fiiller belirlenen kategorilerde değerlendirilmiş ve mental fiillerle ilgili istatistiksel sonuçlara da ulaşılmıştır. Böylece Türkiye Türkçesinde de hâlihazırda kullanılan bu yapıların Türkçenin yazıyla takip edilebilen ilk dönemlerinden itibaren nasıl kullanıldığı belirlenerek “Mental Fiil Teorisi” ispata çalışılmıştır.