Mes’ûde, Mehmed Vecîhî’nin Müjgân adlı romanının ikinci kısmıdır. On beş bölüm ve iki yüz doksan bir sayfadan oluşan roman; bencillik, intikam, hırs ve şehvet konusu üzerine kuruludur. Romanın ana kahramanı Mes’ûde, Müjgân Hanım ve Mihrî Efendi’nin kızıdır. Mizaç olarak annesinden çok babasına benzeyen Mes’ûde bir köşkte yaşamaktadır. Müjgân Hanım’ın hareketlerine katlanamayan baba ve kız köşkü terk ederek yeni hayatlarına başlarlar. Tek derdi para, şöhret ve hedonist duygularla bezenmiş bir dünyada yaşamak olan Müjgân eşi ve kızının gidişini her ne kadar önemsemese de Burhân Efendi’ye olan alâkasından ötürü kızının köşke geri dönmesini istemektedir. Asıl amacı Burhân Efendi’nin oğlu Nevzâd ile Mes’ûde’yi evlendirmek ve bu sayede Burhân Efendi’ye sahip olmaktır. Eşinin ve kızının felaketine sebep olan Müjgân hırsının esiri olur ve bu durum onu kendi felaketine sürükler. Roman başkalarının felaketine sebep olanların er ya da geç kendi felaketlerini hazırlayacakları teziyle son bulur. 1898 yılında kaleme alınan “Mes’ûde“ romanı ilk defa yeni harflerle okuyucu karşısına çıkmaktadır.
Mes’ûde, Mehmed Vecîhî’nin Müjgân adlı romanının ikinci kısmıdır. On beş bölüm ve iki yüz doksan bir sayfadan oluşan roman; bencillik, intikam, hırs ve şehvet konusu üzerine kuruludur. Romanın ana kahramanı Mes’ûde, Müjgân Hanım ve Mihrî Efendi’nin kızıdır. Mizaç olarak annesinden çok babasına benzeyen Mes’ûde bir köşkte yaşamaktadır. Müjgân Hanım’ın hareketlerine katlanamayan baba ve kız köşkü terk ederek yeni hayatlarına başlarlar. Tek derdi para, şöhret ve hedonist duygularla bezenmiş bir dünyada yaşamak olan Müjgân eşi ve kızının gidişini her ne kadar önemsemese de Burhân Efendi’ye olan alâkasından ötürü kızının köşke geri dönmesini istemektedir. Asıl amacı Burhân Efendi’nin oğlu Nevzâd ile Mes’ûde’yi evlendirmek ve bu sayede Burhân Efendi’ye sahip olmaktır. Eşinin ve kızının felaketine sebep olan Müjgân hırsının esiri olur ve bu durum onu kendi felaketine sürükler. Roman başkalarının felaketine sebep olanların er ya da geç kendi felaketlerini hazırlayacakları teziyle son bulur. 1898 yılında kaleme alınan “Mes’ûde“ romanı ilk defa yeni harflerle okuyucu karşısına çıkmaktadır.