Bu kitapta, nefsü’l-emr konusunun önemi ile nefsü’l-emr konusunun düşünce tarihinde Tûsî’ye değin tarihçesi ele alınmıştır. Yüklemli önermelerin kurulumu tartışmaları Tûsî merkezli incelenmiş ve mahsûra önermelerdeki zât-ünvân-vasıf ayrımının gerekçeleri ve bunun önermenin kurulumuna olan etkisine değinilmiştir. Yüklemli önermeleri hâriciye yargılarla sınırlayan antik dönem mantıkçıların kim olduğu ve Tûsî’nin onlara yönelttiği eleştiriler tahlil edilmiştir. Bununla birlikte, Ebherî’nin yüklemli önermelere dair teklif ettiği hakîkiye önerme anlayışına Tûsî’nin yönelttiği eleştiriler ve bunun neticesinde Tûsî’nin ortaya koyduğu hakîkiye önerme yorumu karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır.
Bununla birlikte, yüklemli önermelerdeki zât-ünvân-vasıf ayrımının varlık-mâhiyet tartışmalarına yansımalarına değinilmiştir. Hakîkiye önermelerden hareketle varlığın farklı kısımları olduğuna dair ispatın Tûsî tarafından nasıl ele alındığı incelenmiştir.
Tûsî’yi “Doğruluk nedir?” sorusunu cevaplamaya iten problemlerin neler olduğu, bu soruların mantıksal ve epistemik değeri incelenmiş, ardından müteahhir dönem âlimlerin nefsü’l-emr anlayışına işaret edilerek Tûsî’nin bu konuda diğer düşünürlerden farklı bir anlayışa sahip olduğu ortaya konulmuştur.
Bu kitapta, nefsü’l-emr konusunun önemi ile nefsü’l-emr konusunun düşünce tarihinde Tûsî’ye değin tarihçesi ele alınmıştır. Yüklemli önermelerin kurulumu tartışmaları Tûsî merkezli incelenmiş ve mahsûra önermelerdeki zât-ünvân-vasıf ayrımının gerekçeleri ve bunun önermenin kurulumuna olan etkisine değinilmiştir. Yüklemli önermeleri hâriciye yargılarla sınırlayan antik dönem mantıkçıların kim olduğu ve Tûsî’nin onlara yönelttiği eleştiriler tahlil edilmiştir. Bununla birlikte, Ebherî’nin yüklemli önermelere dair teklif ettiği hakîkiye önerme anlayışına Tûsî’nin yönelttiği eleştiriler ve bunun neticesinde Tûsî’nin ortaya koyduğu hakîkiye önerme yorumu karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır.
Bununla birlikte, yüklemli önermelerdeki zât-ünvân-vasıf ayrımının varlık-mâhiyet tartışmalarına yansımalarına değinilmiştir. Hakîkiye önermelerden hareketle varlığın farklı kısımları olduğuna dair ispatın Tûsî tarafından nasıl ele alındığı incelenmiştir.
Tûsî’yi “Doğruluk nedir?” sorusunu cevaplamaya iten problemlerin neler olduğu, bu soruların mantıksal ve epistemik değeri incelenmiş, ardından müteahhir dönem âlimlerin nefsü’l-emr anlayışına işaret edilerek Tûsî’nin bu konuda diğer düşünürlerden farklı bir anlayışa sahip olduğu ortaya konulmuştur.