Tarihin gidişini değiştirmek, insanlara yeni ufuklar açmak, hayata daha farklı bir pencereden bakmalarını sağlamak insanlık tarihi boyunca çok az kişiye ve çok az esere nasip olmuştur. Adam Smith bu büyük insanlardan, Milletlerin Zenginliği de bu çığır açıcı eserlerden biridir. Bugüne kadar düşünce tarihi boyunca üretilmiş en etkili eserler sayılacak olsa Milletlerin Zenginliği’nin ilk on arasında yer alacağına kuşku yoktur.
Adam Smith, zenginliğin kaynağının altın ve gümüş stokları olduğu, dünyada zenginliğin sabit, dış ticaretin de sıfır toplamlı bir oyun, dolayısıyla birinin zenginleşmesinin ancak başkasını fakirleştirme pahasına olabileceği ve dış ticarette bir tarafın kazancının diğer tarafın kaybına eşit olacağı görüşüne dayalı, bu nedenle de devlet güdümlü korumacı, yağmacı, sömürgeci politikalara cevaz veren merkantilist anlayışa karşı çıkan, milletlerin zenginleşmesinin ille de kıymetli maden biriktirmeyi hedefleyen korumacı politikalarla olmayacağını gösteren insandır. Önerdiği doğal özgürlük sistemi devletin esas itibariyle iç ve dış güvenlik ile adaleti sağladığı şartlar altında, herkesin kendi menfaatini gözetirken bir “görünmez el” tarafından otomatikman topluma da hizmet etmesinin sağlandığı; işbölümü, uzmanlaşma ve serbest ticaret yoluyla kimsenin burnunu kanatmadan zenginleşmesini temin eden, birbirini hiç tanımayan milyonlarca insanın işbirliğiyle kendiliğinden doğan bir sistem olan serbest piyasa sistemidir.
Neomerkantilist zihniyetin hortlayıp yerli ve millî olma kaygılarıyla iç içe geçtiği, silahların gölgesinde ticaret savaşlarından söz edildiği, dünyanın çeşitli bölgelerinde savaş tamtamları çalınırken Coronavirüs belasının bütün insanlığı her şeyi yeni baştan düşünmeye zorladığı bugün Adam Smith ve Milletlerin Zenginliği yeniden okunmaya, başkalarına zarar vermeden zenginleşme ve refaha ermenin yolları üzerinde yeniden düşünmeye değer. Özgürlükçü, piyasacı, gönüllü mübadeleci ve dayanışmacı değerlerin önemini yeniden keşfetmek için bir 3. Dünya Savaşı veya Corona belası elinde şeytan çarpmışa dönmeyi beklememek ve sorumluluk mevkiindekileri uyarmak bugün çok acil bir görev hâlini almıştır. Mevcut çevirilerinden daha kapsamlı, doğru ve anlaşılır olma iddiasıyla yayımlanan bu eser bu bağlamda sürekli elimizin altında olması gereken bir şaheserdir.
Tarihin gidişini değiştirmek, insanlara yeni ufuklar açmak, hayata daha farklı bir pencereden bakmalarını sağlamak insanlık tarihi boyunca çok az kişiye ve çok az esere nasip olmuştur. Adam Smith bu büyük insanlardan, Milletlerin Zenginliği de bu çığır açıcı eserlerden biridir. Bugüne kadar düşünce tarihi boyunca üretilmiş en etkili eserler sayılacak olsa Milletlerin Zenginliği’nin ilk on arasında yer alacağına kuşku yoktur.
Adam Smith, zenginliğin kaynağının altın ve gümüş stokları olduğu, dünyada zenginliğin sabit, dış ticaretin de sıfır toplamlı bir oyun, dolayısıyla birinin zenginleşmesinin ancak başkasını fakirleştirme pahasına olabileceği ve dış ticarette bir tarafın kazancının diğer tarafın kaybına eşit olacağı görüşüne dayalı, bu nedenle de devlet güdümlü korumacı, yağmacı, sömürgeci politikalara cevaz veren merkantilist anlayışa karşı çıkan, milletlerin zenginleşmesinin ille de kıymetli maden biriktirmeyi hedefleyen korumacı politikalarla olmayacağını gösteren insandır. Önerdiği doğal özgürlük sistemi devletin esas itibariyle iç ve dış güvenlik ile adaleti sağladığı şartlar altında, herkesin kendi menfaatini gözetirken bir “görünmez el” tarafından otomatikman topluma da hizmet etmesinin sağlandığı; işbölümü, uzmanlaşma ve serbest ticaret yoluyla kimsenin burnunu kanatmadan zenginleşmesini temin eden, birbirini hiç tanımayan milyonlarca insanın işbirliğiyle kendiliğinden doğan bir sistem olan serbest piyasa sistemidir.
Neomerkantilist zihniyetin hortlayıp yerli ve millî olma kaygılarıyla iç içe geçtiği, silahların gölgesinde ticaret savaşlarından söz edildiği, dünyanın çeşitli bölgelerinde savaş tamtamları çalınırken Coronavirüs belasının bütün insanlığı her şeyi yeni baştan düşünmeye zorladığı bugün Adam Smith ve Milletlerin Zenginliği yeniden okunmaya, başkalarına zarar vermeden zenginleşme ve refaha ermenin yolları üzerinde yeniden düşünmeye değer. Özgürlükçü, piyasacı, gönüllü mübadeleci ve dayanışmacı değerlerin önemini yeniden keşfetmek için bir 3. Dünya Savaşı veya Corona belası elinde şeytan çarpmışa dönmeyi beklememek ve sorumluluk mevkiindekileri uyarmak bugün çok acil bir görev hâlini almıştır. Mevcut çevirilerinden daha kapsamlı, doğru ve anlaşılır olma iddiasıyla yayımlanan bu eser bu bağlamda sürekli elimizin altında olması gereken bir şaheserdir.