Çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere:
Tanrı uludur Tanrı uludur
polistir babam
Cumhuriyetin bir kuludur
İsmet Özel’in Âmentü başlıklı şiirinde geçen bu çarpıcı pasaj “çan sesleri” ile beliren işgalin sona ermesinin ardından Türkçe ezan denilen “binlerce yılın yabancısı bir ses”in minarelere değmesini anlatır.
Şairin “minarelere değdi” diye zarifçe ifade ettiği o yabancı ses gerçekte Türkiye sathında 18 yıl bütün nobranlığıyla hüküm sürmüş, nice acılara yol açmış ve nesiller boyu süren elemli bir hatıra zinciri bırakmıştı geriye.
Mustafa Armağan, 1932-1950 döneminde halkın hafızasına nakşolan Türkçe ezan ve Arapça ezana dönüş hatıralarını Adnan Menderes odağında neden topladığıyla ilgili şunları söylüyor:
“Türkçe Ezan ve Menderes’ten sonra devrin şahitlerinden çok sayıda mektup ve hatıra yağdı. Gözyaşları içerisinde okudukları kitaba katkıda bulunmak istiyorlardı. Anlatacakları çok acı vardı. Yazdılar, yazdırdılar, konuştular… Bana da bu hatıralar dehlizi konuşturmak düştü.”
65 söyleşi/yazı ve Prof. Mustafa Kara’nın bir makalesini ihtiva eden kitapta Rasim Özdenören, Mehmet Kırkıncı, Kadir Mısıroğlu, Mustafa Sağyaşar, Süleyman Uludağ, Cevat Akşit, Nezih Uzel, Talat Asal, Abdullah Nazırlı, Tayyar Altıkulaç, Gürbüz Azak, Aziz Bahriyeli, Necmettin Şahiner, Hayrettin Karaman, Haydar Volkan, Hüseyin Top ve Kâmil Uğurlu gibi ilim, fikir ve sanat insanlarının yanı sıra birçok irfanı açık Anadolu insanından tarihimizin bu karanlık deliğine dair hatıraları ilk kez okuyacaksınız.
Çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere:
Tanrı uludur Tanrı uludur
polistir babam
Cumhuriyetin bir kuludur
İsmet Özel’in Âmentü başlıklı şiirinde geçen bu çarpıcı pasaj “çan sesleri” ile beliren işgalin sona ermesinin ardından Türkçe ezan denilen “binlerce yılın yabancısı bir ses”in minarelere değmesini anlatır.
Şairin “minarelere değdi” diye zarifçe ifade ettiği o yabancı ses gerçekte Türkiye sathında 18 yıl bütün nobranlığıyla hüküm sürmüş, nice acılara yol açmış ve nesiller boyu süren elemli bir hatıra zinciri bırakmıştı geriye.
Mustafa Armağan, 1932-1950 döneminde halkın hafızasına nakşolan Türkçe ezan ve Arapça ezana dönüş hatıralarını Adnan Menderes odağında neden topladığıyla ilgili şunları söylüyor:
“Türkçe Ezan ve Menderes’ten sonra devrin şahitlerinden çok sayıda mektup ve hatıra yağdı. Gözyaşları içerisinde okudukları kitaba katkıda bulunmak istiyorlardı. Anlatacakları çok acı vardı. Yazdılar, yazdırdılar, konuştular… Bana da bu hatıralar dehlizi konuşturmak düştü.”
65 söyleşi/yazı ve Prof. Mustafa Kara’nın bir makalesini ihtiva eden kitapta Rasim Özdenören, Mehmet Kırkıncı, Kadir Mısıroğlu, Mustafa Sağyaşar, Süleyman Uludağ, Cevat Akşit, Nezih Uzel, Talat Asal, Abdullah Nazırlı, Tayyar Altıkulaç, Gürbüz Azak, Aziz Bahriyeli, Necmettin Şahiner, Hayrettin Karaman, Haydar Volkan, Hüseyin Top ve Kâmil Uğurlu gibi ilim, fikir ve sanat insanlarının yanı sıra birçok irfanı açık Anadolu insanından tarihimizin bu karanlık deliğine dair hatıraları ilk kez okuyacaksınız.