Cihan'ın yazıları okuruna ne bir kalbi, ne bir aklı, ne de bir ruhu olduğunu hatırlatıyor, onun yazıları okuruna bir acısı olduğunu, hatta acısını yola sokacak kadar kendinde bir yalnızlığı olduğunu gösteriyor.
"Mirabella'ya Mektuplar" gözyaşından kemik sesi gelen, adımlarından rüzgâr kaçan ve sırt çantasına evreni de tıkıştırıp uçurumlardan atlamayı marifet sanan bir sürü sancıdan ibaret. Ne kurgu, ne hayal, ne de heves, bu kitapta okuru yakalayan şey, gerçek.
Aykut Akgül
Cihan'ın yazıları okuruna ne bir kalbi, ne bir aklı, ne de bir ruhu olduğunu hatırlatıyor, onun yazıları okuruna bir acısı olduğunu, hatta acısını yola sokacak kadar kendinde bir yalnızlığı olduğunu gösteriyor.
"Mirabella'ya Mektuplar" gözyaşından kemik sesi gelen, adımlarından rüzgâr kaçan ve sırt çantasına evreni de tıkıştırıp uçurumlardan atlamayı marifet sanan bir sürü sancıdan ibaret. Ne kurgu, ne hayal, ne de heves, bu kitapta okuru yakalayan şey, gerçek.
Aykut Akgül