Mitlerin ve efsanelerin, toplumun dini yaşantısı içerisinde dinin asıllarından daha fazla bilinmesi ve uygulanması, hatta dinin vazgeçilmez birer parçası olarak kabul edilmesi günümüz kelam ilmi için bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle yeniden dönüş mitleri, modern insanın hayatının her alanında form değiştirerek varlığını sürdürmektedir. İnsan hayatında değişimlere sebep olan her şey, “kutlama” adı altındaki modern dönem ritüelleriyle mitolojiyi tekrar tekrar yaşatmaktadır. Doğum, evlilik, yeni bir ev sahibi olmak, terfi almak, ölüm gibi hayatın içerisindeki olaylar, ritüellerle köken ve yeniden dönüş mitlerini farkında bile olmadan tekrarladığımızı göstermektedir.
Günümüz Anadolu halk inanışları bağlamında değerlendirebileceğimiz türbe ziyaretleri, kırk çıkarma merasimleri, ateşin, suyun kutsal kabul edilmesi gibi birçok kültürel inanç ve uygulamanın temellerini bilmek farkındalık oluşturmaktadır. Müslüman halkın kültürel olarak nesilden nesile aktardığı ve İslam inançlarının bir parçası olarak gördüğü inanç ve ritüellerin, muhatabın zihninde ayrıştırılmasını sağlamak gerekmektedir. Bu inanç ve uygulamaların hepsine bid’at diyerek reddetmek de bir çözüm değildir. Anadolu’da yaşayan Müslüman halkın inanışlarının kökeninin örf ve adetlere dayandığının ve dinin bir parçası değil de Anadolu’nun kültürel bir zenginliği olduğunun, Kur’an ve sünnet delilleri ve bu kültürde doğup yaşamış âlimlerin görüşleri ile desteklenerek sabır ve yumuşak bir yaklaşımla anlatılması gerekmektedir.
Mitlerin ve efsanelerin, toplumun dini yaşantısı içerisinde dinin asıllarından daha fazla bilinmesi ve uygulanması, hatta dinin vazgeçilmez birer parçası olarak kabul edilmesi günümüz kelam ilmi için bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle yeniden dönüş mitleri, modern insanın hayatının her alanında form değiştirerek varlığını sürdürmektedir. İnsan hayatında değişimlere sebep olan her şey, “kutlama” adı altındaki modern dönem ritüelleriyle mitolojiyi tekrar tekrar yaşatmaktadır. Doğum, evlilik, yeni bir ev sahibi olmak, terfi almak, ölüm gibi hayatın içerisindeki olaylar, ritüellerle köken ve yeniden dönüş mitlerini farkında bile olmadan tekrarladığımızı göstermektedir.
Günümüz Anadolu halk inanışları bağlamında değerlendirebileceğimiz türbe ziyaretleri, kırk çıkarma merasimleri, ateşin, suyun kutsal kabul edilmesi gibi birçok kültürel inanç ve uygulamanın temellerini bilmek farkındalık oluşturmaktadır. Müslüman halkın kültürel olarak nesilden nesile aktardığı ve İslam inançlarının bir parçası olarak gördüğü inanç ve ritüellerin, muhatabın zihninde ayrıştırılmasını sağlamak gerekmektedir. Bu inanç ve uygulamaların hepsine bid’at diyerek reddetmek de bir çözüm değildir. Anadolu’da yaşayan Müslüman halkın inanışlarının kökeninin örf ve adetlere dayandığının ve dinin bir parçası değil de Anadolu’nun kültürel bir zenginliği olduğunun, Kur’an ve sünnet delilleri ve bu kültürde doğup yaşamış âlimlerin görüşleri ile desteklenerek sabır ve yumuşak bir yaklaşımla anlatılması gerekmektedir.