Mizah, insanlığın en kadim ve güçlü anlatım biçimlerinden biridir; sınırları aşan, toplumları birleştiren ve dönemin ruhuna ayna tutan bir unsur; zekâyı terleten bir düşünme pratiği. Peki, geçmişin gülüşleri bize ne anlatıyor? Bu eser, komedinin sadece bir eğlence aracı olmadığını, aynı zamanda sosyal yapıları, iktidar ilişkilerini ve kültürel dönüşümleri nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor.
Antik Yunan’daki sofistike esprilerden, Roma’daki sahne gösterilerine, Rönesans İtalyası’nın şaka kültüründen, Hollanda’nın Altın Çağı’ndaki mizahi resimlerine kadar geniş bir yelpazede mizahın izini süren bu kitap, tarih boyunca gülmenin şekillendiği toplumsal bağlamları inceliyor. Bakhtin'in kahkaha kavramından antropologların şaka ve toplum ilişkilerine kadar uzanan yenilikçi bir anlatım sunuyor.
Bu kitap, mizahın hem bireysel hem de kolektif hafızamızdaki yerini yeniden düşünmemizi sağlarken, toplumsal normların, çatışmaların ve dayanışmanın inceliklerini de keşfetmeye davet ediyor
Mizah, insanlığın en kadim ve güçlü anlatım biçimlerinden biridir; sınırları aşan, toplumları birleştiren ve dönemin ruhuna ayna tutan bir unsur; zekâyı terleten bir düşünme pratiği. Peki, geçmişin gülüşleri bize ne anlatıyor? Bu eser, komedinin sadece bir eğlence aracı olmadığını, aynı zamanda sosyal yapıları, iktidar ilişkilerini ve kültürel dönüşümleri nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor.
Antik Yunan’daki sofistike esprilerden, Roma’daki sahne gösterilerine, Rönesans İtalyası’nın şaka kültüründen, Hollanda’nın Altın Çağı’ndaki mizahi resimlerine kadar geniş bir yelpazede mizahın izini süren bu kitap, tarih boyunca gülmenin şekillendiği toplumsal bağlamları inceliyor. Bakhtin'in kahkaha kavramından antropologların şaka ve toplum ilişkilerine kadar uzanan yenilikçi bir anlatım sunuyor.
Bu kitap, mizahın hem bireysel hem de kolektif hafızamızdaki yerini yeniden düşünmemizi sağlarken, toplumsal normların, çatışmaların ve dayanışmanın inceliklerini de keşfetmeye davet ediyor