“Mizanü’l-Hukuk”, günümüz Türkçesiyle “Hukukun Terazisi” anlamındadır. 1908’de Meşrutiyet’in ilanından hemen sonra haftalık olarak yayımlanan bir gazetedir.
Mizanü’l-Hukuk gazetesi, yalnızca ülkemizin hukuk tarihi açısından deği, Türkiye’nin genel tarihi açısından da çok önemlidir. Ülkedeki ve İzmir’deki pek çok toplumsal ve hukuki olay Mizanü’l-Hukuk sütunlarında kendine yer bulmuştur.
Gazetenin yönetim yeri; İzmir-Kemeraltı, Beyler Sokağında 31 numaralı binadır.
Mizanü’l-Hukuk gazetesinin sahibi ve başyazarı; o dönem İzmir’in önemli aydın ve hukukçularından Avukat Bekir Behlül Bey’dir.
Bekir Behlül Bey, 1908’de İzmir Barosu’nun kurucusu ve ilk başkanıdır. Ayrıca o yıllarda bir süre Karşıyaka Belediye Başkanlığı da yapmıştır.
Bu çalışma, Osmanlıdan Cumhuriyete uzanan bir zaman diliminde yaşayan, sıra dışı bir dava vekili ve toplum önderi Bekir Behlül Bey’i ve onun öncülüğünü yaptığı bir “Hukuk Gazetesi”ni, unutulduğu yerden -bir nebze olsun- kamuoyu önüne çıkarmak üzere hazırlanmıştır.
“Mizanü’l-Hukuk”, günümüz Türkçesiyle “Hukukun Terazisi” anlamındadır. 1908’de Meşrutiyet’in ilanından hemen sonra haftalık olarak yayımlanan bir gazetedir.
Mizanü’l-Hukuk gazetesi, yalnızca ülkemizin hukuk tarihi açısından deği, Türkiye’nin genel tarihi açısından da çok önemlidir. Ülkedeki ve İzmir’deki pek çok toplumsal ve hukuki olay Mizanü’l-Hukuk sütunlarında kendine yer bulmuştur.
Gazetenin yönetim yeri; İzmir-Kemeraltı, Beyler Sokağında 31 numaralı binadır.
Mizanü’l-Hukuk gazetesinin sahibi ve başyazarı; o dönem İzmir’in önemli aydın ve hukukçularından Avukat Bekir Behlül Bey’dir.
Bekir Behlül Bey, 1908’de İzmir Barosu’nun kurucusu ve ilk başkanıdır. Ayrıca o yıllarda bir süre Karşıyaka Belediye Başkanlığı da yapmıştır.
Bu çalışma, Osmanlıdan Cumhuriyete uzanan bir zaman diliminde yaşayan, sıra dışı bir dava vekili ve toplum önderi Bekir Behlül Bey’i ve onun öncülüğünü yaptığı bir “Hukuk Gazetesi”ni, unutulduğu yerden -bir nebze olsun- kamuoyu önüne çıkarmak üzere hazırlanmıştır.