Modern Eğitim Sistemlerinin Doğuşu ve Gelişimi Cilt-III (Çin)

Stok Kodu:
9786256140493
Boyut:
16x23.5
Sayfa Sayısı:
994
Baskı:
1
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Kategori:
%15 indirimli
676,00TL
574,60TL
Taksitli fiyat: 9 x 70,23TL
KARGO BEDAVA
Temin süresi 2-5 gündür.
9786256140493
1352801
Modern Eğitim Sistemlerinin Doğuşu ve Gelişimi Cilt-III (Çin)
Modern Eğitim Sistemlerinin Doğuşu ve Gelişimi Cilt-III (Çin)
574.60

Çinlilerin kendi davranışlarını anlamak için sürekli olarak atıfta bulundukları ortak bir hazine gibi görünüyor. Geçmişte birçok sorunun cevabı tarihteki geçmiş tecrübelerde aranıyor.

Çin medeniyeti adeta bir tarihtir. Çin, kendi topraklarının tarihine ve devletlerine sahip çıkar. Çini yönetmiş yabancı hanedanları bile Çin hanedanı sayar. Çin tarihinin bin yılı aşkın geçmişi, Türk soylu halklarla ortak bir tarihtir. Bugün bile Uygur Türkleri dolayısıyla kültürel bağlarımız var.

Çin medeniyeti tarihte eğitime her dönemde büyük önem veren, zeki ve yetenekli insanları yetiştirip onları yönetime ortak eden bir medeniyettir. Yaklaşık 1.400 yıl süren geleneksel Çin eğitim sistemi, Çin halkının zihninde “eğitimsel iyimserlik” gibi bir vaziyet alış yarattı. Dolayısıyla tüm Çin tarihi bir eğitim tarihidir.

Çin, tarihte sürekli çevre halkların hücum ve işgalleriyle karşılaşmış, onların yönetimine razı olmuş, ama kısa zamanda onları kendi kültür ve medeniyeti içinde eritmiş bir kazandır. Sadece Batı medeniyeti onun tüm değerlerini altüst etmiş, onun değerlerini değiştirmiştir. Konfüçyüs, geçmişte bir kültürel Çin seddi olarak geleneksel Çin kültürünü korudu. Son iki yüzyıldaki imparatorluktan cumhuriyete ve komünizme kadar bütün siyasi rejimleri ve eğitim modelleri denendi. Şu anda komünizm seti arkasında Batı medeniyeti ile kendi geleneksel değerlerini sentezleyip yeni bir yol yaratmaya çalışmaktadır.

Geleneksel Çin imparatorluk yapısı çöktükten sonra uygulanan bütün Batı modellerine rağmen, bir bütün olarak toplum, eski düzenin çöküşünden sonra yeniden yapılandırılmamış gibi görünüyor. 1920’lerde, Çin toplumunun gerçeklerinden uzak kentsel odaklı bir elit grubun yeni Batı öğrenmesi, Batı eğitim modellerine mekanik bağlılık, gövdeden kopmuş bir kafanın yapmaya çalıştığı melezleme çalışmalarına benziyordu. ABD, 20. yüzyıl başlarında Çin’i öyle bir yakaladı ki, 1950-1976 arasındaki Mao döneminde bile ısırdığı yeri bırakmadı ve 1978 sonrası tekrar daha başka yerlerden yakalamaya çalışıyor. Şimdi tam kontrol altına alıp istediği gibi “yönetemezse”, savaş yolunu deneyecektir.

Bugünkü durumda, Türk okurlarının Çin tarihinden, mücadelelerinden ve sabrından öğreneceği çok şey vardır.

Çinlilerin kendi davranışlarını anlamak için sürekli olarak atıfta bulundukları ortak bir hazine gibi görünüyor. Geçmişte birçok sorunun cevabı tarihteki geçmiş tecrübelerde aranıyor.

Çin medeniyeti adeta bir tarihtir. Çin, kendi topraklarının tarihine ve devletlerine sahip çıkar. Çini yönetmiş yabancı hanedanları bile Çin hanedanı sayar. Çin tarihinin bin yılı aşkın geçmişi, Türk soylu halklarla ortak bir tarihtir. Bugün bile Uygur Türkleri dolayısıyla kültürel bağlarımız var.

Çin medeniyeti tarihte eğitime her dönemde büyük önem veren, zeki ve yetenekli insanları yetiştirip onları yönetime ortak eden bir medeniyettir. Yaklaşık 1.400 yıl süren geleneksel Çin eğitim sistemi, Çin halkının zihninde “eğitimsel iyimserlik” gibi bir vaziyet alış yarattı. Dolayısıyla tüm Çin tarihi bir eğitim tarihidir.

Çin, tarihte sürekli çevre halkların hücum ve işgalleriyle karşılaşmış, onların yönetimine razı olmuş, ama kısa zamanda onları kendi kültür ve medeniyeti içinde eritmiş bir kazandır. Sadece Batı medeniyeti onun tüm değerlerini altüst etmiş, onun değerlerini değiştirmiştir. Konfüçyüs, geçmişte bir kültürel Çin seddi olarak geleneksel Çin kültürünü korudu. Son iki yüzyıldaki imparatorluktan cumhuriyete ve komünizme kadar bütün siyasi rejimleri ve eğitim modelleri denendi. Şu anda komünizm seti arkasında Batı medeniyeti ile kendi geleneksel değerlerini sentezleyip yeni bir yol yaratmaya çalışmaktadır.

Geleneksel Çin imparatorluk yapısı çöktükten sonra uygulanan bütün Batı modellerine rağmen, bir bütün olarak toplum, eski düzenin çöküşünden sonra yeniden yapılandırılmamış gibi görünüyor. 1920’lerde, Çin toplumunun gerçeklerinden uzak kentsel odaklı bir elit grubun yeni Batı öğrenmesi, Batı eğitim modellerine mekanik bağlılık, gövdeden kopmuş bir kafanın yapmaya çalıştığı melezleme çalışmalarına benziyordu. ABD, 20. yüzyıl başlarında Çin’i öyle bir yakaladı ki, 1950-1976 arasındaki Mao döneminde bile ısırdığı yeri bırakmadı ve 1978 sonrası tekrar daha başka yerlerden yakalamaya çalışıyor. Şimdi tam kontrol altına alıp istediği gibi “yönetemezse”, savaş yolunu deneyecektir.

Bugünkü durumda, Türk okurlarının Çin tarihinden, mücadelelerinden ve sabrından öğreneceği çok şey vardır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat