Araştırmamız kelam ilmi açısından önemli bir kırılma dönemi olarak kabul edilen, yeni arayışların yoğun bir şekilde yaşandığı on dokuzuncu yüzyılda biri muhafazakar olup imani meseleleri geleneksel Ehl-i Sünnet çizgide müdafaa misyonunu benimsemiş, diğeri ise çağın inanç problemlerini delillendirme ve temellendirmeyi temel problem olarak addetmiş iki alimin nübüvvet, vahiy ve mucize konularına ilişkin serdettikleri görüşleri tebellür ettirmeyi hedeflemiştir. Araştırma bir yandan arayışlar dönemi olarak nitelenebilecek mezkur zamanın iki önemli aliminin nübüvvete dair fikirlerini temayüz ettirirken diğer yandan günümüzde aynı konularda canlılık ve tazeliğini koruyan ve aynı mihver etrafında yapılmakta olan tartışmalara da ışık tutup katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Araştırmamız kelam ilmi açısından önemli bir kırılma dönemi olarak kabul edilen, yeni arayışların yoğun bir şekilde yaşandığı on dokuzuncu yüzyılda biri muhafazakar olup imani meseleleri geleneksel Ehl-i Sünnet çizgide müdafaa misyonunu benimsemiş, diğeri ise çağın inanç problemlerini delillendirme ve temellendirmeyi temel problem olarak addetmiş iki alimin nübüvvet, vahiy ve mucize konularına ilişkin serdettikleri görüşleri tebellür ettirmeyi hedeflemiştir. Araştırma bir yandan arayışlar dönemi olarak nitelenebilecek mezkur zamanın iki önemli aliminin nübüvvete dair fikirlerini temayüz ettirirken diğer yandan günümüzde aynı konularda canlılık ve tazeliğini koruyan ve aynı mihver etrafında yapılmakta olan tartışmalara da ışık tutup katkı sağlamayı amaçlamaktadır.