Karşılarında geniş bir ekran açıldı. Ekranda görünen milyonlarca yıldızın gizemli pırıltılarından, kuyruklu yıldızların fosforlu ışık uzantılarından, sonsuz bir hızla dağılan göktaşlarının içinden geçerlerken onlara karışıyorlarmış gibi bir duyguyla ürperdiler.
Kivino, tatlı bir gülümsemeyle onlara yol gösterdi: "Benim dünyam Mormur’a hoş geldiniz!" dedi. Dünyadan başka bir gezegene gelmek müthiş heyecan vericiydi. Çocuklar, birbirlerini yüreklendirmek istercesine el ele tutuşarak vinodan çıktılar. Burası mor pırıltılar saçan bir dünyaydı. İnsanı içine doğru çeken, şaşkınlık yaratan bir ışığı vardı. Her yer mor ve morun açıklı koyulu renklerindeydi...
Karşılarında geniş bir ekran açıldı. Ekranda görünen milyonlarca yıldızın gizemli pırıltılarından, kuyruklu yıldızların fosforlu ışık uzantılarından, sonsuz bir hızla dağılan göktaşlarının içinden geçerlerken onlara karışıyorlarmış gibi bir duyguyla ürperdiler.
Kivino, tatlı bir gülümsemeyle onlara yol gösterdi: "Benim dünyam Mormur’a hoş geldiniz!" dedi. Dünyadan başka bir gezegene gelmek müthiş heyecan vericiydi. Çocuklar, birbirlerini yüreklendirmek istercesine el ele tutuşarak vinodan çıktılar. Burası mor pırıltılar saçan bir dünyaydı. İnsanı içine doğru çeken, şaşkınlık yaratan bir ışığı vardı. Her yer mor ve morun açıklı koyulu renklerindeydi...