Zehebî şöyle demiştir: Râğıb, hünerli bir bilgin, kuşkusuz bir muhakkiktir. Kelâmcıların zekilerindendi. Beyhakî ve Şehrezûrî şöyle demiştir: İslâm hükemâsındandı. Şerîatla hikmeti (kendinde) toplamıştı. Aklî konulardaki nasibi daha fazlaydı. es-Safedî şöyle demiştir: İlmin üstatlarından, ve fazîlette şöhret sahibi olanlardan biridir. Birden fazla ilimde derinlemiştir. İlimlerdeki derinliğine, geniş bilgisine ve ilimlere nüfûza delâlet eden birçok eseri vardır. el-Hovansârî, de onun hakkında şöyle demiştir: İmâmdır. Edebiyatçıdır. Hayrette bırakan bir hâfızdır. Dili, Arapçayı, Hadisi, Şiiri, kitâbeti, ahlâk (ilmini), hikmeti, kelâmı, öncekilerin ilimlerini vs. çok iyi bilir. Fazileti vasfedilmeye ihtiyaç bırakmayacak kadar iyi bilinmektedir. Özellikle de dildeki derin bilgisi övgü kaynağı olarak ona yeter. Râgıb el-İsfahani, Müfredât'ında zengin bir bilgi birikimine ve büyük bir derinliğe işâret eden benzersiz bir metot, üst düzey bir yol takip etmiştir. Bir maddede ilk olarak maddenin gerçek anlamını, sonra ondan türeyen (anlamları), sonra maddenin mecâzi anlamlarını zikrettiğini ve onun gerçek anlamda ne kadar irtibatlı olduğunu açıkladığını görmekteyiz. Bu da, ancak dili bütünüyle anlayan, onun derinliklerine ve deryalarına dalmış olan birini güç yetirebileceği bir iştir. Bunlarla ilgili ilk olarak Kur'an'dan, ikinci olarak hadislerden ve üçüncü olarak da Arapların şiirlerinden ve sözlerinden örnekler zikreder. Kur'an'ı daha çok Kur'an'la, sonra sahâbenin ve tabiinin sözleriyle tefsîr ettiğini sonra da hükemânın şerîatla uyan görüşlerini zikrettiğini görmekteyiz. Râgıb el-İsfahani Müfredât'ında, İbn Abbâs, İbn Mesûd, Ali b. Ebî Tâlib, Ömer b. el-Hattâb, Mücâhid, Katâde, Hasanü'l Basrî, el-Esamm,Ca'fer es-Sâdık, eş-Şa'bî ve Sufyân gibi müfessirlerden, el-Muberred, el-Kisâî, Sibeveyhi, Yûnus, Ebû Zeyd, et- Tevvezî, el-Esmaî ve İbnu'l-E'rabi gibi dilcilerden , Hamza, Ya'kûb ve en-Nakkâş gibi kurrâdan ve el-Cubbâî, Ebu'l-Kâsım el-Belhî ve Ebubekir el-Allâf gibi kelamcılardan aktarımlarda bulunmuştur. Ayrıca hükemânın sözlerinden de aktarımda bulunmuştur. Bunların tümü Müfrdat'ı dilde ve tefsirde önemli kaynaklardan biri yapmıştır.
Zehebî şöyle demiştir: Râğıb, hünerli bir bilgin, kuşkusuz bir muhakkiktir. Kelâmcıların zekilerindendi. Beyhakî ve Şehrezûrî şöyle demiştir: İslâm hükemâsındandı. Şerîatla hikmeti (kendinde) toplamıştı. Aklî konulardaki nasibi daha fazlaydı. es-Safedî şöyle demiştir: İlmin üstatlarından, ve fazîlette şöhret sahibi olanlardan biridir. Birden fazla ilimde derinlemiştir. İlimlerdeki derinliğine, geniş bilgisine ve ilimlere nüfûza delâlet eden birçok eseri vardır. el-Hovansârî, de onun hakkında şöyle demiştir: İmâmdır. Edebiyatçıdır. Hayrette bırakan bir hâfızdır. Dili, Arapçayı, Hadisi, Şiiri, kitâbeti, ahlâk (ilmini), hikmeti, kelâmı, öncekilerin ilimlerini vs. çok iyi bilir. Fazileti vasfedilmeye ihtiyaç bırakmayacak kadar iyi bilinmektedir. Özellikle de dildeki derin bilgisi övgü kaynağı olarak ona yeter. Râgıb el-İsfahani, Müfredât'ında zengin bir bilgi birikimine ve büyük bir derinliğe işâret eden benzersiz bir metot, üst düzey bir yol takip etmiştir. Bir maddede ilk olarak maddenin gerçek anlamını, sonra ondan türeyen (anlamları), sonra maddenin mecâzi anlamlarını zikrettiğini ve onun gerçek anlamda ne kadar irtibatlı olduğunu açıkladığını görmekteyiz. Bu da, ancak dili bütünüyle anlayan, onun derinliklerine ve deryalarına dalmış olan birini güç yetirebileceği bir iştir. Bunlarla ilgili ilk olarak Kur'an'dan, ikinci olarak hadislerden ve üçüncü olarak da Arapların şiirlerinden ve sözlerinden örnekler zikreder. Kur'an'ı daha çok Kur'an'la, sonra sahâbenin ve tabiinin sözleriyle tefsîr ettiğini sonra da hükemânın şerîatla uyan görüşlerini zikrettiğini görmekteyiz. Râgıb el-İsfahani Müfredât'ında, İbn Abbâs, İbn Mesûd, Ali b. Ebî Tâlib, Ömer b. el-Hattâb, Mücâhid, Katâde, Hasanü'l Basrî, el-Esamm,Ca'fer es-Sâdık, eş-Şa'bî ve Sufyân gibi müfessirlerden, el-Muberred, el-Kisâî, Sibeveyhi, Yûnus, Ebû Zeyd, et- Tevvezî, el-Esmaî ve İbnu'l-E'rabi gibi dilcilerden , Hamza, Ya'kûb ve en-Nakkâş gibi kurrâdan ve el-Cubbâî, Ebu'l-Kâsım el-Belhî ve Ebubekir el-Allâf gibi kelamcılardan aktarımlarda bulunmuştur. Ayrıca hükemânın sözlerinden de aktarımda bulunmuştur. Bunların tümü Müfrdat'ı dilde ve tefsirde önemli kaynaklardan biri yapmıştır.