Sanayileşme, etkili ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme stratejisidir. Türkiye, orta düzeyde sanayileşmiş, kişi başına 10 bin dolar gelir seviyesine erişen ve 2010 yılından beri bu orta gelir katmanında bulunan bir ülkedir. Türkiye'nin, milli geliri kişi başına 40-50 bin dolar olan yüksek gelirli ülkeler sınıfına girebilmesi için sanayisini katma değer üreten yüksek teknolojiye dönüştürmesi ve bütün ülke sathına yayması zorunludur. Bunun için ülkenin tümüne hitap eden etkin yatay ve dikey politikaların geliştirilmesi ve bunların birbirleriyle iyi entegre edilmesi gerekmektedir. Türkiye'deki hükümetlerin 2000'li yıllardan sonra etkin yatay politikalar geliştirdikleri rahatlıkla söylenebilir. Şimdi sıra, kentlere özgü etkin dikey sanayi modellerinin geliştirilmesi ve bunların yatay sanayi politikalarıyla ivedi olarak entegre edilmesindedir. Böylece bütün kamu kurum ve kuruluşlarına ait kaynakların bir amaç doğrultusunda bütünsel ve etkin olarak yönetilmesi sağlanacaktır. Bu da mümkün olan en az kaynakla ve en kısa zaman içerisinde kentlerin etkin ve sürdürülebilir bir şekilde sanayileşmesini temin edecektir.
Etkin dikey sanayi politikaları geliştirilebilmesi için her kentin sosyo-ekonomik durumu ve sanayisi göz önünde bulundurulmalı ve dünyadaki iyi uygulamalardan faydalanmalıdır. Muş Sanayi Modeli kitabı, bu düşünceden yola çıkılarak kaleme alınmıştır. Bu kitapta, Muş ilinin etkin bir şekilde sanayileşmesini sağlayacak öğeler paydaşlarla birlikte ele alınarak bir model oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu modelin, ilde katma değer üreten bir sanayileşmenin gelişimi için çaba gösteren kişi ve kurumlara katkı sağlayacağına inanılmaktadır.
Sanayileşme, etkili ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme stratejisidir. Türkiye, orta düzeyde sanayileşmiş, kişi başına 10 bin dolar gelir seviyesine erişen ve 2010 yılından beri bu orta gelir katmanında bulunan bir ülkedir. Türkiye'nin, milli geliri kişi başına 40-50 bin dolar olan yüksek gelirli ülkeler sınıfına girebilmesi için sanayisini katma değer üreten yüksek teknolojiye dönüştürmesi ve bütün ülke sathına yayması zorunludur. Bunun için ülkenin tümüne hitap eden etkin yatay ve dikey politikaların geliştirilmesi ve bunların birbirleriyle iyi entegre edilmesi gerekmektedir. Türkiye'deki hükümetlerin 2000'li yıllardan sonra etkin yatay politikalar geliştirdikleri rahatlıkla söylenebilir. Şimdi sıra, kentlere özgü etkin dikey sanayi modellerinin geliştirilmesi ve bunların yatay sanayi politikalarıyla ivedi olarak entegre edilmesindedir. Böylece bütün kamu kurum ve kuruluşlarına ait kaynakların bir amaç doğrultusunda bütünsel ve etkin olarak yönetilmesi sağlanacaktır. Bu da mümkün olan en az kaynakla ve en kısa zaman içerisinde kentlerin etkin ve sürdürülebilir bir şekilde sanayileşmesini temin edecektir.
Etkin dikey sanayi politikaları geliştirilebilmesi için her kentin sosyo-ekonomik durumu ve sanayisi göz önünde bulundurulmalı ve dünyadaki iyi uygulamalardan faydalanmalıdır. Muş Sanayi Modeli kitabı, bu düşünceden yola çıkılarak kaleme alınmıştır. Bu kitapta, Muş ilinin etkin bir şekilde sanayileşmesini sağlayacak öğeler paydaşlarla birlikte ele alınarak bir model oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu modelin, ilde katma değer üreten bir sanayileşmenin gelişimi için çaba gösteren kişi ve kurumlara katkı sağlayacağına inanılmaktadır.