Kur’an Arap dili ve edebiyatının ilk yazılı kitabıdır. Kur’an’ın nazil olduğu dönemde Mekke ve Medineliler arasında okuma yazma bilen insan sayısı çok çok azdır. Bu yüzden Kur’an’ın peygamberin sağlığında yazıya geçirildiğine ilişkin iddialar vardır; ama bunlar kanıtlayacak hiçbir yazılı ve somut kaynak elimizde yoktur. Nedense peygamberin sakalının kılları ve hırkası saklanmış; ama peygamberin bizzat yazdığı ya da yazdırdığı ayetler, sureler kısaca Kur’an, saklanmamış, saklanamamıştır.
Hz. Muhammed vefat ettiğinde ona gelen vahiylerin bugünkü anlamda bir kitap olarak bulunmadığı kesin. Bu vahiyleri bir kitaba dönüştürmenin Halife Ebu Bekir ve Halife Osman döneminde yapıldığı da bütün Müslüman âlimlerin de batılı araştırmacıların da ittifak ettiği bir nokta. Halife Ebu Bekir ve Halife Osman döneminde ortaya çıkan kitaplara Mushaf adı verildiği de kesin. Peki, Mushaf peygambere inen vahiylerin ta kendisi mi? Mushaf’ta Kur’an’ı Kerim’in eşi benzeri bulunmayan çelişkisiz bir kitap olduğundan söz edilmekte. Peki, Mushaf böyle bir kitap mı? Gerçekten açık, mükemmel ve çelişkisiz bir metin mi Mushaf? Hz Muhammed’in yazdığı ya da yazdırdığı Kur’an’ı Kerim mi Mushaf? Bu kitapta bu sorulara büyük ölçüde Müslüman ilahiyatçılardan alıntılar ve Mushaf sure ve ayetlerinin yazım ve anlatım incelemeleriyle cevap aranmakta…
Hz.Osman bu hali öğrenince mescide gelip minbere çıktı. Hutbe okuyup:
…ayrıca da Kur’an’ı yaktığımı söylüyorlar. Şundan ötürü yaktım ki onların elindeki Kur’an azıcıktı.Ve her kişi:
Benim Kur’an’ım sahihtir, doğrudur, derdi.Bense bunun üzerine hepsini toplattım, düzelttirdim. Halkın eline doğrusunu verdim. Ellerindeki yanlış olanları yaktım….”
(Tarih-i Taberi ,c.3, s.558)
Kur’an Arap dili ve edebiyatının ilk yazılı kitabıdır. Kur’an’ın nazil olduğu dönemde Mekke ve Medineliler arasında okuma yazma bilen insan sayısı çok çok azdır. Bu yüzden Kur’an’ın peygamberin sağlığında yazıya geçirildiğine ilişkin iddialar vardır; ama bunlar kanıtlayacak hiçbir yazılı ve somut kaynak elimizde yoktur. Nedense peygamberin sakalının kılları ve hırkası saklanmış; ama peygamberin bizzat yazdığı ya da yazdırdığı ayetler, sureler kısaca Kur’an, saklanmamış, saklanamamıştır.
Hz. Muhammed vefat ettiğinde ona gelen vahiylerin bugünkü anlamda bir kitap olarak bulunmadığı kesin. Bu vahiyleri bir kitaba dönüştürmenin Halife Ebu Bekir ve Halife Osman döneminde yapıldığı da bütün Müslüman âlimlerin de batılı araştırmacıların da ittifak ettiği bir nokta. Halife Ebu Bekir ve Halife Osman döneminde ortaya çıkan kitaplara Mushaf adı verildiği de kesin. Peki, Mushaf peygambere inen vahiylerin ta kendisi mi? Mushaf’ta Kur’an’ı Kerim’in eşi benzeri bulunmayan çelişkisiz bir kitap olduğundan söz edilmekte. Peki, Mushaf böyle bir kitap mı? Gerçekten açık, mükemmel ve çelişkisiz bir metin mi Mushaf? Hz Muhammed’in yazdığı ya da yazdırdığı Kur’an’ı Kerim mi Mushaf? Bu kitapta bu sorulara büyük ölçüde Müslüman ilahiyatçılardan alıntılar ve Mushaf sure ve ayetlerinin yazım ve anlatım incelemeleriyle cevap aranmakta…
Hz.Osman bu hali öğrenince mescide gelip minbere çıktı. Hutbe okuyup:
…ayrıca da Kur’an’ı yaktığımı söylüyorlar. Şundan ötürü yaktım ki onların elindeki Kur’an azıcıktı.Ve her kişi:
Benim Kur’an’ım sahihtir, doğrudur, derdi.Bense bunun üzerine hepsini toplattım, düzelttirdim. Halkın eline doğrusunu verdim. Ellerindeki yanlış olanları yaktım….”
(Tarih-i Taberi ,c.3, s.558)