Ses ve musikinin canlılar, insan ve toplum üzerindeki etkileriyle sonuçları bugün epey aydınlanmaya başlamış bir gerçekliktir. Musikinin de insanlığın çok erken dönemlerinden başlayarak tedavi amaçlı kullanılmış olduğu da artık açıkça bilinmekte ve günümüzde de bu konuda yoğun çalışmalar sürdürülmektedir.
Doktor Abdullah Cevdet’in Türkçeye çevirdiği, M. Daubresse’in “Musiki ile Tedavi” başlıklı makalesinin daha başlangıcında, Antik Yunan filozofu Platon’dan yapılan alıntıda, musikinin insanları yalnızca sevindirmek ve duygularını tatlı bir şekilde okşamak amacıyla değil, fakat ruhlarının sıkıntısını ve eksiklikler ile dolu bir bedenin hissetmesi gerekli olan o kasvetli coşkunlukları dindirmek için de uygun olduğu vurgulanmıştır.
Musiki ile tedavi dünyanın pek çok yerinde çok eski çağlardan beri bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmışsa da bu konudaki en eski kayıtları, saptamaları Ortadoğu dünyasında, sonra Antik Yunan’da ve de sonrasında İslâm uygarlık ekseninde Türklerde, Farslarda ve Araplarda görmekteyiz.
Son yıllarda yaptığı çalışmalar ve araştırmalarıyla Türk kültür ve bilim yaşamına önemli katkılar sunan, genç tarihçilerimizden Halit Erdem Oksaçan; bu kitabıyla, Abdulah Cevdet Bey’in Türkçeye çevirdiği M. Daubresse’in “Musiki ile Tedavi” başlıklı makalesini çevriyazdıktan başka günümüz Türkçesine de aktararak önemli bir çalışmaya daha imza atmıştır. Tarihsel ve bilimsel değeri büyük olan söz konusu makale, bu şekliyle ilk kez yayınlanmaktadır.
Ses ve musikinin canlılar, insan ve toplum üzerindeki etkileriyle sonuçları bugün epey aydınlanmaya başlamış bir gerçekliktir. Musikinin de insanlığın çok erken dönemlerinden başlayarak tedavi amaçlı kullanılmış olduğu da artık açıkça bilinmekte ve günümüzde de bu konuda yoğun çalışmalar sürdürülmektedir.
Doktor Abdullah Cevdet’in Türkçeye çevirdiği, M. Daubresse’in “Musiki ile Tedavi” başlıklı makalesinin daha başlangıcında, Antik Yunan filozofu Platon’dan yapılan alıntıda, musikinin insanları yalnızca sevindirmek ve duygularını tatlı bir şekilde okşamak amacıyla değil, fakat ruhlarının sıkıntısını ve eksiklikler ile dolu bir bedenin hissetmesi gerekli olan o kasvetli coşkunlukları dindirmek için de uygun olduğu vurgulanmıştır.
Musiki ile tedavi dünyanın pek çok yerinde çok eski çağlardan beri bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmışsa da bu konudaki en eski kayıtları, saptamaları Ortadoğu dünyasında, sonra Antik Yunan’da ve de sonrasında İslâm uygarlık ekseninde Türklerde, Farslarda ve Araplarda görmekteyiz.
Son yıllarda yaptığı çalışmalar ve araştırmalarıyla Türk kültür ve bilim yaşamına önemli katkılar sunan, genç tarihçilerimizden Halit Erdem Oksaçan; bu kitabıyla, Abdulah Cevdet Bey’in Türkçeye çevirdiği M. Daubresse’in “Musiki ile Tedavi” başlıklı makalesini çevriyazdıktan başka günümüz Türkçesine de aktararak önemli bir çalışmaya daha imza atmıştır. Tarihsel ve bilimsel değeri büyük olan söz konusu makale, bu şekliyle ilk kez yayınlanmaktadır.