İnsanoğlu var olduğu günden beri bilginin peşinde olmuştur. Bilginin aynı zamanda bir güç olduğu hakikatine de erdiğinde, onu öğrenmek ve öğretmek için bilgiyi sistemli bir halde araştırmaya ve entelektüel boyutta ele almaya çalışmıştır. Bilginin bu yolculuğunda kadınlar etkin bir şekilde gayret sarf etmişlerdir. İslam dünyasında ise kadınlar, İslâm’ın ilk dönemlerinden itibaren bu faaliyetleri sürdürmüşler, toplumsal cinsiyet odaklı baskıları aşan Müslüman kadınlar, ilmî çalışmaların neredeyse tamamında rol almışlardır. İslâm ilim geleneği, Müslüman kadınların, Siyer, Tefsir, Hadis, Tasavvuf, Edebiyat gibi alanların yanında müspet bilimlerde de var olduğu süreçlerden geçmiştir.
Müslüman kadınların ilim yolculuklarının ele alındığı bu kitapta, İslâm ilim geleneğindeki belli başlı ilim dalları esas alınarak bölümlendirmeye gidildi. Dr. Öğr. Üyesi Belkıs Özsoy Demiray, “İslâm İlim Geleneğinde Kadın” başlığı altında dinî veya müspet ilimlerde öne çıkmış âlime, öğretmen, talebe ve hayırsever kadınları ve ilmî faaliyetlerini değerlendirdi ve bu konuda dikkate değer örnekler sundu. Doç. Dr. Feyza Betül Köse’nin kaleme aldığı “Siyer ve Kadın” bölümünde, ilk dönemlerde siyerin kaynağı ve râvisi; sonraki dönemlerde talebesi ve müstensihi olarak karşımız çıkan kadınların siyer ilmindeki yeri incelendi. “Tefsir ve Kadın” başlığının yazarı Dr. Öğr. Üyesi Elif Yazıcı, bu ilimde kadınların en aktif oldukları sahâbe ve tâbîûn asrından başlayarak günümüze kadar devam eden süreçte kadınların tefsire yönelik açıklamalara ve verdikleri eserlere dair bir panorama sundu. Doç. Dr. Ayşe Esra Şahyar, “Hadis ve Kadın” bölümünde, sema, kıraat, icazet yoluyla rivayette bulunan, bu ilmin hocası ve talebesi olan kadınlar hakkında kıymetli bilgiler verdi. “Tasavvuf ve Kadın” bölümünde Doç. Dr. Betül Gürer, genelde tüm İslâm coğrafyasındaki özelde ise Anadolu’daki dînî ve ahlakî irfan, buraları imar eden kadın âriflerin ve kadın sûfîlerin izini sürdü. Doç. Dr. Ayşe Hilal Kalkandelen, “Türk İslâm Edebiyatı ve Kadın” adını taşıyan bölümde divan edebiyatında şair, halk edebiyatında ozan ve âşık, Yenileşme Dönemi’nde yine şair ve roman yazarı olarak karşımıza çıkan kadınlara ve edebi eserlerine yer verdi. Doç. Dr. Zehra Gençel Efe, “Tıp ve Kadın” başlığında, Hz. Peygamber döneminden başlayarak hekim, hemşire ve hasta bakıcı olarak tıp alanında hizmet eden kadınlara ve faaliyetlerine değindi. “Müspet İlimler ve Kadın” bölümünde ise Dr. Ülkü Koçak, Müslüman kadınların matematik, astronomi, kimya gibi müspet ilimler alanına sundukları katkıları ortaya koyarken, bu sahada kadın varlığının azımsandığı tespitinde bulunarak bu durumun sebepleri üzerinde durdu.
İnsanoğlu var olduğu günden beri bilginin peşinde olmuştur. Bilginin aynı zamanda bir güç olduğu hakikatine de erdiğinde, onu öğrenmek ve öğretmek için bilgiyi sistemli bir halde araştırmaya ve entelektüel boyutta ele almaya çalışmıştır. Bilginin bu yolculuğunda kadınlar etkin bir şekilde gayret sarf etmişlerdir. İslam dünyasında ise kadınlar, İslâm’ın ilk dönemlerinden itibaren bu faaliyetleri sürdürmüşler, toplumsal cinsiyet odaklı baskıları aşan Müslüman kadınlar, ilmî çalışmaların neredeyse tamamında rol almışlardır. İslâm ilim geleneği, Müslüman kadınların, Siyer, Tefsir, Hadis, Tasavvuf, Edebiyat gibi alanların yanında müspet bilimlerde de var olduğu süreçlerden geçmiştir.
Müslüman kadınların ilim yolculuklarının ele alındığı bu kitapta, İslâm ilim geleneğindeki belli başlı ilim dalları esas alınarak bölümlendirmeye gidildi. Dr. Öğr. Üyesi Belkıs Özsoy Demiray, “İslâm İlim Geleneğinde Kadın” başlığı altında dinî veya müspet ilimlerde öne çıkmış âlime, öğretmen, talebe ve hayırsever kadınları ve ilmî faaliyetlerini değerlendirdi ve bu konuda dikkate değer örnekler sundu. Doç. Dr. Feyza Betül Köse’nin kaleme aldığı “Siyer ve Kadın” bölümünde, ilk dönemlerde siyerin kaynağı ve râvisi; sonraki dönemlerde talebesi ve müstensihi olarak karşımız çıkan kadınların siyer ilmindeki yeri incelendi. “Tefsir ve Kadın” başlığının yazarı Dr. Öğr. Üyesi Elif Yazıcı, bu ilimde kadınların en aktif oldukları sahâbe ve tâbîûn asrından başlayarak günümüze kadar devam eden süreçte kadınların tefsire yönelik açıklamalara ve verdikleri eserlere dair bir panorama sundu. Doç. Dr. Ayşe Esra Şahyar, “Hadis ve Kadın” bölümünde, sema, kıraat, icazet yoluyla rivayette bulunan, bu ilmin hocası ve talebesi olan kadınlar hakkında kıymetli bilgiler verdi. “Tasavvuf ve Kadın” bölümünde Doç. Dr. Betül Gürer, genelde tüm İslâm coğrafyasındaki özelde ise Anadolu’daki dînî ve ahlakî irfan, buraları imar eden kadın âriflerin ve kadın sûfîlerin izini sürdü. Doç. Dr. Ayşe Hilal Kalkandelen, “Türk İslâm Edebiyatı ve Kadın” adını taşıyan bölümde divan edebiyatında şair, halk edebiyatında ozan ve âşık, Yenileşme Dönemi’nde yine şair ve roman yazarı olarak karşımıza çıkan kadınlara ve edebi eserlerine yer verdi. Doç. Dr. Zehra Gençel Efe, “Tıp ve Kadın” başlığında, Hz. Peygamber döneminden başlayarak hekim, hemşire ve hasta bakıcı olarak tıp alanında hizmet eden kadınlara ve faaliyetlerine değindi. “Müspet İlimler ve Kadın” bölümünde ise Dr. Ülkü Koçak, Müslüman kadınların matematik, astronomi, kimya gibi müspet ilimler alanına sundukları katkıları ortaya koyarken, bu sahada kadın varlığının azımsandığı tespitinde bulunarak bu durumun sebepleri üzerinde durdu.