Yıllar sonra çıkan kitabında Armstrong bakınız, o günler üzerine neler yazmıştır:
“...Padişahın lehinde bulunmak, bize göre en sağlam siyasetti. Meşru hükümeti temsil ettikten başka müttefiklerin emirlerini yapmaya hazırdı.” “... Damat Ferit bambaşka bir tipti. İnatçı, cüretkâr ve akılsız bir adamdı. Kürt kanı ile karışık bir Arnavut olan Damat Ferit’in ruhu kan güdenlerin bütün düşmanlığını taşımakta idi. Bu bir kabile adamıydı. Malta sürgünlerinin bir kısmı Damat Ferit’in ricasıyla tevkif olunmuşlardır. Damat Ferit Kürtleri de ayaklandırmak için teşebbüs etti.” “... Sevres muahedesinden sonra Türkler, memleketlerini kurtarmak için birleşmişlerdi. Padişahın avenesi bunların dışında idi. Her kıymetli Türk milliyetperverdi.”
“Sarayın ve Bab-ı Ali’nin yüzüne gülen düşmanın içi de işte bu idi.”
Mustafa Kemal Paşa, 26 Haziran 1919 tarihinde Konya II. Ordu Müfettişliğine şu mesajı yollar:
“...Tokat ve çevresinin İslam nüfusunun % 80’i, Amasya çevresinin de önemli bir bölümü Alevi mezhepli ve Kırşehir’de Baba Efendi hazretlerine çok bağlıdırlar. Baba Efendi, ülkenin ve ulusal bağımsızlığın bugünkü güçlüklerini görmekte ve yargılamakta gerçekten yeteneklidir. Bu nedenle, güvenli kimseleri görüştürerek kendilerinin uygun gördüğü “Ulusal hakları koruma” ve “Başka ülkeye bağlanmam” derneklerini destekleyecek birkaç mektup yazdırılarak buralardaki etkili Alevilerin Sivas’a gönderilmesini pek yararlı görüyorum. Bu konuda içten yardımlarınızı dilerim.” 3. Ordu Müfettişi Fahri Yaver Mustafa Kemal.
...30 Ağustos 1919 günü Erzincan’dan Sivas’a giderken Çardaklı Boğazı’nda bu olayı Mazgirt eski belediye başkanı Hıdır Öztürk, yazdığı eserinde “Çete reisi Alişer Efendi M. Kemal ve kurulu pusuya düşürdüğünde paşa, “bağırarak ne istiyorsunuz,” diyor. Çetenin kol başı Alişer Efendi, “sizi yakalayıp İngilizlere teslim etmek üzere Elazığ Valisi Ali Galip Bey’den emir aldık,” diyor. Paşa, “o halde ne duruyorsunuz,” deyince Alişer, “biz valinin emrini dinlemeyeceğiz, çünkü siz bu vatanın kurtulması için çalışıyorsunuz, biz size yardım edeceğiz,” demesi üzerine M. Kemal gülümseyerek “teşekkür ederim,” demiştir. Alişer Efendi, “biz sizin arkanızdayız, yolunuz açık olsun, sizin buradan geçeceğinizden dağdakilerin haberi var, siz merak etmeyin paşam,” şeklide aktarmıştır.
Yıllar sonra çıkan kitabında Armstrong bakınız, o günler üzerine neler yazmıştır:
“...Padişahın lehinde bulunmak, bize göre en sağlam siyasetti. Meşru hükümeti temsil ettikten başka müttefiklerin emirlerini yapmaya hazırdı.” “... Damat Ferit bambaşka bir tipti. İnatçı, cüretkâr ve akılsız bir adamdı. Kürt kanı ile karışık bir Arnavut olan Damat Ferit’in ruhu kan güdenlerin bütün düşmanlığını taşımakta idi. Bu bir kabile adamıydı. Malta sürgünlerinin bir kısmı Damat Ferit’in ricasıyla tevkif olunmuşlardır. Damat Ferit Kürtleri de ayaklandırmak için teşebbüs etti.” “... Sevres muahedesinden sonra Türkler, memleketlerini kurtarmak için birleşmişlerdi. Padişahın avenesi bunların dışında idi. Her kıymetli Türk milliyetperverdi.”
“Sarayın ve Bab-ı Ali’nin yüzüne gülen düşmanın içi de işte bu idi.”
Mustafa Kemal Paşa, 26 Haziran 1919 tarihinde Konya II. Ordu Müfettişliğine şu mesajı yollar:
“...Tokat ve çevresinin İslam nüfusunun % 80’i, Amasya çevresinin de önemli bir bölümü Alevi mezhepli ve Kırşehir’de Baba Efendi hazretlerine çok bağlıdırlar. Baba Efendi, ülkenin ve ulusal bağımsızlığın bugünkü güçlüklerini görmekte ve yargılamakta gerçekten yeteneklidir. Bu nedenle, güvenli kimseleri görüştürerek kendilerinin uygun gördüğü “Ulusal hakları koruma” ve “Başka ülkeye bağlanmam” derneklerini destekleyecek birkaç mektup yazdırılarak buralardaki etkili Alevilerin Sivas’a gönderilmesini pek yararlı görüyorum. Bu konuda içten yardımlarınızı dilerim.” 3. Ordu Müfettişi Fahri Yaver Mustafa Kemal.
...30 Ağustos 1919 günü Erzincan’dan Sivas’a giderken Çardaklı Boğazı’nda bu olayı Mazgirt eski belediye başkanı Hıdır Öztürk, yazdığı eserinde “Çete reisi Alişer Efendi M. Kemal ve kurulu pusuya düşürdüğünde paşa, “bağırarak ne istiyorsunuz,” diyor. Çetenin kol başı Alişer Efendi, “sizi yakalayıp İngilizlere teslim etmek üzere Elazığ Valisi Ali Galip Bey’den emir aldık,” diyor. Paşa, “o halde ne duruyorsunuz,” deyince Alişer, “biz valinin emrini dinlemeyeceğiz, çünkü siz bu vatanın kurtulması için çalışıyorsunuz, biz size yardım edeceğiz,” demesi üzerine M. Kemal gülümseyerek “teşekkür ederim,” demiştir. Alişer Efendi, “biz sizin arkanızdayız, yolunuz açık olsun, sizin buradan geçeceğinizden dağdakilerin haberi var, siz merak etmeyin paşam,” şeklide aktarmıştır.