“Akdeniz’in üzeri, yüzeye vuran balıklar gibi can kaynıyor… Bu insanlar bu yurdun çimentosu, direği, kalası, demiri, çivisi…
Topraktaki tohumu, sudaki balığı, şehirlerdeki kültürü, aydınlığı, ışığı, açacak çiçeği, yağacak bereketi, çoğalacak uygarlığı…
Hiç düşündün mü bunlar kim?
Onları kuru birer insan, bilgisiz, cahil, dininde imanında, tekkesinde, camisinde boynu bükük, dili konuşmaz, başı bükük neslin çocukları mı sandın?”
“Akdeniz’in üzeri, yüzeye vuran balıklar gibi can kaynıyor… Bu insanlar bu yurdun çimentosu, direği, kalası, demiri, çivisi…
Topraktaki tohumu, sudaki balığı, şehirlerdeki kültürü, aydınlığı, ışığı, açacak çiçeği, yağacak bereketi, çoğalacak uygarlığı…
Hiç düşündün mü bunlar kim?
Onları kuru birer insan, bilgisiz, cahil, dininde imanında, tekkesinde, camisinde boynu bükük, dili konuşmaz, başı bükük neslin çocukları mı sandın?”