Birinci Büyük Savaş’ın ardından saltanat yenildiği için esir edilen İstanbul. Haliç’e demirleyen gemiler, şehrin tüm köşelerini tutan yabancı askerler, mülki idareyi eline alan “düvel-i muazzama” dan amiraller, generaller. İliklere kadar hissedilen işgal.
İliğinde hissettiğiyle kesesini doldurmak için ellerini ovuşturan tüccar. Yaşanan çalkantılarla biriken sermaye. İdare-i maslahattan Düyun-u Umumiye’ye el pençe devlet erkânı. Eskimeyen bir tabirle krizi fırsata çevirenlerin paçalarından akan menfaat.
Çürümekte olan payitahtta yaşam belirtileri. İşgali ve ihaneti yaşadıkça gıcırdayan dişler, kuytularda yapılan planlar, sokak aralarında hızlanan adımlar. İşçilerin alın terinde ve Anadolu’dan gelen haberlerle cisimleşen irade.
Mütareke İstanbulu’ndan Manzaralar, Kaya Tokmakçıoğlu’nun kaleminden tüm çelişkileri ile döneme damgasını vuran işgal, menfaat ve iradeyi resmediyor.
Birinci Büyük Savaş’ın ardından saltanat yenildiği için esir edilen İstanbul. Haliç’e demirleyen gemiler, şehrin tüm köşelerini tutan yabancı askerler, mülki idareyi eline alan “düvel-i muazzama” dan amiraller, generaller. İliklere kadar hissedilen işgal.
İliğinde hissettiğiyle kesesini doldurmak için ellerini ovuşturan tüccar. Yaşanan çalkantılarla biriken sermaye. İdare-i maslahattan Düyun-u Umumiye’ye el pençe devlet erkânı. Eskimeyen bir tabirle krizi fırsata çevirenlerin paçalarından akan menfaat.
Çürümekte olan payitahtta yaşam belirtileri. İşgali ve ihaneti yaşadıkça gıcırdayan dişler, kuytularda yapılan planlar, sokak aralarında hızlanan adımlar. İşçilerin alın terinde ve Anadolu’dan gelen haberlerle cisimleşen irade.
Mütareke İstanbulu’ndan Manzaralar, Kaya Tokmakçıoğlu’nun kaleminden tüm çelişkileri ile döneme damgasını vuran işgal, menfaat ve iradeyi resmediyor.