Bu eser, medreselerde yüz yıllarca ders kitabı olarak okutulmuştur. Hanefî mezhebinde “mütûn-i selase” denilen üç temel metinden biridir. Hatta mezhep literatüründe “el-Kitab” denilince o kast edilir.
On iki bin meseleyi içeren kitapta hükümler açıklanırken Hanefî mezhebi imamları arasındaki hiyerarşiye göre hareket edilerek önce Ebu Hanife’nin veya onun bulunduğu tarafın görüşleri zikredilmiş, sonra Ebu Yusuf ve Muhammed’in ittifak ettiği hususlar, daha sonra da Ebu Yusuf ve Muhammed’in tek başına kaldığı görüşler açıklanmıştır.
Müellifi Kudûrî (ö.428/1037) ise, zamanında Irak’taki fakihlerin önderi durumunda bulunan bir âlimdi. Bazıları onu müçtehit olarak görmüşken bazıları da onu tercih ehli fakihler arasında değerlendirmiştir.
Bu eser, medreselerde yüz yıllarca ders kitabı olarak okutulmuştur. Hanefî mezhebinde “mütûn-i selase” denilen üç temel metinden biridir. Hatta mezhep literatüründe “el-Kitab” denilince o kast edilir.
On iki bin meseleyi içeren kitapta hükümler açıklanırken Hanefî mezhebi imamları arasındaki hiyerarşiye göre hareket edilerek önce Ebu Hanife’nin veya onun bulunduğu tarafın görüşleri zikredilmiş, sonra Ebu Yusuf ve Muhammed’in ittifak ettiği hususlar, daha sonra da Ebu Yusuf ve Muhammed’in tek başına kaldığı görüşler açıklanmıştır.
Müellifi Kudûrî (ö.428/1037) ise, zamanında Irak’taki fakihlerin önderi durumunda bulunan bir âlimdi. Bazıları onu müçtehit olarak görmüşken bazıları da onu tercih ehli fakihler arasında değerlendirmiştir.