Kādî Abdülcebbâr, Mu‘tezile’nin doğuşundan 11. yüzyılın başına kadar gelen süreçte tartışılan bütün konuları ihtiva eden ve bu bakımdan Mu’tezile kelâmını sistemleştiren eser olarak kabul edilen 20 ciltlik el-Muġnî fî ebvâbi’t-tevḥîd ve’l-ʿadl’inin mükemmel bir özetini elinizdeki risâlede ortaya koymuştur. , Mu‘tezilî âlimlerin uzun bahislerle ortaya koyduğu fikirlerin ve derinlikli tartışmaların böylesine küçük hacimli bir risâlede ele alınması hayranlık uyandırıcıdır. Metinde takip edilen usul son derece sistematiktir; Kādî Abdülcebbâr tevhid, adalet, nübüvvet ve şeriat olmak üzere dört esas üzerine bina ettiği meseleleri önce temel sorular olarak formüle etmiş ve cevaplarını ortaya koymuş, ardından cevaplarına yöneltilebilecek itirazları zikretmiş ve bu itirazların hangi bakımlardan temelsiz olduğunu izah etmiştir.
Bu bakımdan el-Muḫtaṣar fî uṣûli’d-dîn, Mu’tezile kelâmının son derece seçkin bir hulâsası olmakla birlikte, sistematik usulü ve sade üslubu dolayısıyla Mu’tezile okumalarına kaynaklık edecek bir giriş kitabı olma niteliğini de taşır. Elinizdeki çalışma, Muhammed İmâre’nin tahkik ettiği orijinal metin ile Hulusi Arslan’ın tercümesinden oluşmaktadır.
Sanki eser, Adalet ve Tevhid Ehli’nin ele aldığı konuları sayfaları arasına “mükemmel bir özet” olarak toplayan bir “fihrist” gibidir. Bu konuları büyük ve geniş eserler içerisinde okuduğumuz zaman, onların böyle bir özet hâline getirilebileceğini tahayyül bile edemeyiz.
Muhammed İmâre
Kādî Abdülcebbâr, Mu‘tezile’nin doğuşundan 11. yüzyılın başına kadar gelen süreçte tartışılan bütün konuları ihtiva eden ve bu bakımdan Mu’tezile kelâmını sistemleştiren eser olarak kabul edilen 20 ciltlik el-Muġnî fî ebvâbi’t-tevḥîd ve’l-ʿadl’inin mükemmel bir özetini elinizdeki risâlede ortaya koymuştur. , Mu‘tezilî âlimlerin uzun bahislerle ortaya koyduğu fikirlerin ve derinlikli tartışmaların böylesine küçük hacimli bir risâlede ele alınması hayranlık uyandırıcıdır. Metinde takip edilen usul son derece sistematiktir; Kādî Abdülcebbâr tevhid, adalet, nübüvvet ve şeriat olmak üzere dört esas üzerine bina ettiği meseleleri önce temel sorular olarak formüle etmiş ve cevaplarını ortaya koymuş, ardından cevaplarına yöneltilebilecek itirazları zikretmiş ve bu itirazların hangi bakımlardan temelsiz olduğunu izah etmiştir.
Bu bakımdan el-Muḫtaṣar fî uṣûli’d-dîn, Mu’tezile kelâmının son derece seçkin bir hulâsası olmakla birlikte, sistematik usulü ve sade üslubu dolayısıyla Mu’tezile okumalarına kaynaklık edecek bir giriş kitabı olma niteliğini de taşır. Elinizdeki çalışma, Muhammed İmâre’nin tahkik ettiği orijinal metin ile Hulusi Arslan’ın tercümesinden oluşmaktadır.
Sanki eser, Adalet ve Tevhid Ehli’nin ele aldığı konuları sayfaları arasına “mükemmel bir özet” olarak toplayan bir “fihrist” gibidir. Bu konuları büyük ve geniş eserler içerisinde okuduğumuz zaman, onların böyle bir özet hâline getirilebileceğini tahayyül bile edemeyiz.
Muhammed İmâre