Büyük bir şehrin ortasında, parktaki ağaçlardan daha yüksek bir sütun üzerinde Mutlu Prens in heykeli bütün ihtişamıyla beliriyordu; kentin neresinden bakılırsa görebilmek mümkündü.
Şehrin sakinleri bu heykeli çok beğeniyor ve bunun eşsiz bir yapıt olduğunu düşünüp onunla gurur duyuyorlardı. Şehre gelen yabancıların yaptığı ilk iş bu heykeli görmekti. Herkes onu büyük bir hayranlıkla izliyordu.
Mutlu Prensin her tarafı ince altın yapraklarla donatılmıştı. Güneşin altında ışıl ışıl bir görüntüsü vardı. Göz bebeklerinin yernde yakutlar parlıyordu.
Heykel hakkında herkes farklı övgilerde bulunuyordu. Sanatçı yanın göstermek isteyen bir belediye meclisi üyesi, heykeli övmek için:
Bu, bir rüzgar gülünden bile daha güzel, dedi.
Bu sözleriyle çok ileri gittiğini düşünerek etrafındakilere şöyle dedi:
-Güzel, ama rüzgar gülü kadar faydalı değil.
Büyük bir şehrin ortasında, parktaki ağaçlardan daha yüksek bir sütun üzerinde Mutlu Prens in heykeli bütün ihtişamıyla beliriyordu; kentin neresinden bakılırsa görebilmek mümkündü.
Şehrin sakinleri bu heykeli çok beğeniyor ve bunun eşsiz bir yapıt olduğunu düşünüp onunla gurur duyuyorlardı. Şehre gelen yabancıların yaptığı ilk iş bu heykeli görmekti. Herkes onu büyük bir hayranlıkla izliyordu.
Mutlu Prensin her tarafı ince altın yapraklarla donatılmıştı. Güneşin altında ışıl ışıl bir görüntüsü vardı. Göz bebeklerinin yernde yakutlar parlıyordu.
Heykel hakkında herkes farklı övgilerde bulunuyordu. Sanatçı yanın göstermek isteyen bir belediye meclisi üyesi, heykeli övmek için:
Bu, bir rüzgar gülünden bile daha güzel, dedi.
Bu sözleriyle çok ileri gittiğini düşünerek etrafındakilere şöyle dedi:
-Güzel, ama rüzgar gülü kadar faydalı değil.