Çocuk yaşta anne ve babasını bir zeplin kazasında kaybeden uyumlu, tertipli, sessiz DeFoe; gösterişli ve güvenilmez amcası tarafından büyütülmüştür. DeFoe, kentin Yahudi mezarlığında çalışan melankolik ve güzel Imogen’le imkânsız bir ilişkiyi sürdürmektedir. Uzaklardan âdeta kıyameti haber veren gök gürültüleri, yani Hitler’in korkunç eylemleri ve Nazi tehdidi gitgide daha duyulur hale gelirken, Hollandalı bir ressama ait “Amsterdam’da Bir Sokakta Yahudi Kadın” tablosu müzeye gelir.
Müze Bekçisi, insanlığın kararan dünyasını, gizemli bir tablonun büyüsüne kapılan huzursuz bir kadının sanrıları üzerinden anlatıyor. Yayımlandığı günden itibaren eleştirmenler ve okuyucular tarafından coşkuyla karşılanan bu roman; yabancılaşma, sanatın kimliğe etkisi, kendi kaderini tayin hakkı, duygusal kaos, gerçeklik yanılgısı, ulvileşme arzusu gibi temalarla hafızalara kazınacak türden bir edebî darbe. Roza Hakmen’in eşsiz çevirisiyle Türkçede…
Çocuk yaşta anne ve babasını bir zeplin kazasında kaybeden uyumlu, tertipli, sessiz DeFoe; gösterişli ve güvenilmez amcası tarafından büyütülmüştür. DeFoe, kentin Yahudi mezarlığında çalışan melankolik ve güzel Imogen’le imkânsız bir ilişkiyi sürdürmektedir. Uzaklardan âdeta kıyameti haber veren gök gürültüleri, yani Hitler’in korkunç eylemleri ve Nazi tehdidi gitgide daha duyulur hale gelirken, Hollandalı bir ressama ait “Amsterdam’da Bir Sokakta Yahudi Kadın” tablosu müzeye gelir.
Müze Bekçisi, insanlığın kararan dünyasını, gizemli bir tablonun büyüsüne kapılan huzursuz bir kadının sanrıları üzerinden anlatıyor. Yayımlandığı günden itibaren eleştirmenler ve okuyucular tarafından coşkuyla karşılanan bu roman; yabancılaşma, sanatın kimliğe etkisi, kendi kaderini tayin hakkı, duygusal kaos, gerçeklik yanılgısı, ulvileşme arzusu gibi temalarla hafızalara kazınacak türden bir edebî darbe. Roza Hakmen’in eşsiz çevirisiyle Türkçede…