Müziksel ürünleri müziklerarasılık ya da bir içmüziksellik/müzikselaşkınlık, bir başka anlatımla, şu ya da bu bestecinin bir çalışmasını bestecinin kendi çalışmaları ya da diğer bestecilerin çalışmaları karşısında ve sessel açıdan tümüyle müzikbilimcilerin sorgulamaları gerekir görüşü son derece doğal bir görüştür. Ancak ses, nota düzeni, ölçü, vurgu vb. bakımlardan söylenenin ya da sesselin alanında müzikbilimcilerce sorgulama nesnesi yapılması gereken bir müzik yapıtı sözselin üzerinden gidilerek yalnızca metinselliği bakımından sorgulandığında yazınsal bir bakış açısına uygun duruma gelir; sözsel olana el atıldığında müziklerarasılığın, içmüzikselliğin alanından uzaklaşılıp göstergelerarasılığın alanına girilir. Böylelikle bir müzik yapıtının artık başka bir müzik yapıtıyla alışverişlerini sorgulamak yerine, örneğin yazınsal bir yapıtla, bir sinema filmiyle ilişkileri, alışverişleri sorgulama nesnesi yapılır. Bu sorgulama da sessel bakımdan değil (ancak kimi zaman sesselliği dışlamadan), daha çok sözsel bakımdan gerçekleştirilir.
Burada var olan çalışmalara (müzik ve edebiyat ya da müzik ve sinema vb. ilişkilerini sorgulayan) bir yenisini eklemek uğraşında olmayacağız. Edebiyatta müziğin payı yerine, tersine müzikte edebiyatın (ayrıca kimi başka sanatsal biçimlerin) payına değineceğiz. Bunun yaparken, müziksel olanı sessel bakımdan değil, sözselliği, bir başka deyişle metinselliği üzerinden ele alacağız. Kısacası, kitapta kimi sanatçıların şarkı sözlerinde edebiyatın, kimi diğer sanatsal biçimlerin izlerinin ve değişik kültürel unsurların neler olduğunun kısa bir dökümünü yaparak, çözümsel bir yaklaşımdan çok, bir derleme mantığıyla, bir tür göndermeler sözlüğü oluşturacağız. Amacımız bu konuda çalışma yapacak araştırmacılara bir çalışma bütüncesi (corpus) sunmak, böylelikle metinlerarası bir çerçevede okuma yapabilmelerini belli ölçüde kolaylaştırmak, uçsuz bucaksız bir sorgulama alanı konusunda kimi ipuçları vermekten başka bir şey değildir.
Müziksel ürünleri müziklerarasılık ya da bir içmüziksellik/müzikselaşkınlık, bir başka anlatımla, şu ya da bu bestecinin bir çalışmasını bestecinin kendi çalışmaları ya da diğer bestecilerin çalışmaları karşısında ve sessel açıdan tümüyle müzikbilimcilerin sorgulamaları gerekir görüşü son derece doğal bir görüştür. Ancak ses, nota düzeni, ölçü, vurgu vb. bakımlardan söylenenin ya da sesselin alanında müzikbilimcilerce sorgulama nesnesi yapılması gereken bir müzik yapıtı sözselin üzerinden gidilerek yalnızca metinselliği bakımından sorgulandığında yazınsal bir bakış açısına uygun duruma gelir; sözsel olana el atıldığında müziklerarasılığın, içmüzikselliğin alanından uzaklaşılıp göstergelerarasılığın alanına girilir. Böylelikle bir müzik yapıtının artık başka bir müzik yapıtıyla alışverişlerini sorgulamak yerine, örneğin yazınsal bir yapıtla, bir sinema filmiyle ilişkileri, alışverişleri sorgulama nesnesi yapılır. Bu sorgulama da sessel bakımdan değil (ancak kimi zaman sesselliği dışlamadan), daha çok sözsel bakımdan gerçekleştirilir.
Burada var olan çalışmalara (müzik ve edebiyat ya da müzik ve sinema vb. ilişkilerini sorgulayan) bir yenisini eklemek uğraşında olmayacağız. Edebiyatta müziğin payı yerine, tersine müzikte edebiyatın (ayrıca kimi başka sanatsal biçimlerin) payına değineceğiz. Bunun yaparken, müziksel olanı sessel bakımdan değil, sözselliği, bir başka deyişle metinselliği üzerinden ele alacağız. Kısacası, kitapta kimi sanatçıların şarkı sözlerinde edebiyatın, kimi diğer sanatsal biçimlerin izlerinin ve değişik kültürel unsurların neler olduğunun kısa bir dökümünü yaparak, çözümsel bir yaklaşımdan çok, bir derleme mantığıyla, bir tür göndermeler sözlüğü oluşturacağız. Amacımız bu konuda çalışma yapacak araştırmacılara bir çalışma bütüncesi (corpus) sunmak, böylelikle metinlerarası bir çerçevede okuma yapabilmelerini belli ölçüde kolaylaştırmak, uçsuz bucaksız bir sorgulama alanı konusunda kimi ipuçları vermekten başka bir şey değildir.