Haziran 2012’de Batı Myanmar’da Budistlerle Müslümanlar arasında patlak veren şiddet olayları, daha önce dış dünyadan pek de ilgi görmeyen, dini topluluklar arasında büyüyen bir uçuruma işaret
ediyordu.
Müslümanlara yapılan saldırılar kısa zamanda ülke geneline yayılarak yüzlerce insanın ölümüne, mahallelerin tamamen enkaza dönüşmesine, onbinlerce Müslümanın toplama kamplarına mahkûm
edilmesine yol açmıştı.
Demokrasiye geçişin orta yerinde patlak veren bu vahşet, keşişler, demokrasi yanlısı aktivistler, hatta politikacılartarafından cesaretlendirilmişti.
Francis Wade, bu sürükleyici ve derinlemesine hazırlanmış anlatımda imliklerin telaşlı bir yönetici elit kesim tarafından manipüle edilmesinin kitlesel şiddetin zeminini nasıl hazırladığını ve Myanmar
özelinde vatandaşlarının çoğunun yarım asırdır emsali görülmemiş özgürlükleri yaşamaya başladığı bir zamanda demokrasinin en saygın ve belagatli sözcülerinden bazılarının Müslüman nüfusa karşı nasıl düşman.
Haziran 2012’de Batı Myanmar’da Budistlerle Müslümanlar arasında patlak veren şiddet olayları, daha önce dış dünyadan pek de ilgi görmeyen, dini topluluklar arasında büyüyen bir uçuruma işaret
ediyordu.
Müslümanlara yapılan saldırılar kısa zamanda ülke geneline yayılarak yüzlerce insanın ölümüne, mahallelerin tamamen enkaza dönüşmesine, onbinlerce Müslümanın toplama kamplarına mahkûm
edilmesine yol açmıştı.
Demokrasiye geçişin orta yerinde patlak veren bu vahşet, keşişler, demokrasi yanlısı aktivistler, hatta politikacılartarafından cesaretlendirilmişti.
Francis Wade, bu sürükleyici ve derinlemesine hazırlanmış anlatımda imliklerin telaşlı bir yönetici elit kesim tarafından manipüle edilmesinin kitlesel şiddetin zeminini nasıl hazırladığını ve Myanmar
özelinde vatandaşlarının çoğunun yarım asırdır emsali görülmemiş özgürlükleri yaşamaya başladığı bir zamanda demokrasinin en saygın ve belagatli sözcülerinden bazılarının Müslüman nüfusa karşı nasıl düşman.