Yayımlandığı yıl Fransa'da en çok okunan üç kitaptanbiri olan ve yirmi üç dile çevrilen Namus Adına,TIME tarafından "Dünyanın En Etkili Kişileri" listesine
seçilen Mai'nin sarsıcı hikâyesi.
“Önceleri mutlak bir boyundurlukta yaşadım;şimdi isyanım da buna denk olacak.”
Mukhtar Mai, Haziran 2002'de acı dolu ve sarsıcı bir olay yaşadı. Pakistan'ın Meerwala köyünde hayatının beklenmedik şekilde değişeceğinden habersiz ailesiyle birlikte sessiz, sakin bir hayat sürmekteyken, erkek kardeşine yöneltilen suçlar için sorumlu tutuldu. Namus meselesi yüzünden, çarpık bir aşiret sisteminin mağduru oldu. Kadınlığını geri dönüşü olmayacak şekilde yaralayan bir grup erkek karşısında, kendisini bilinmeyenlerle dolu bir adalet denklemi içinde buldu. Yine de yaşadığı onur kırıcı trajedi karşısında pes etmemeyi seçti ve köyünde aynı çarpık sistemden muzdarip diğer genç kadınların sesi olmak üzere, adalet mücadelesine başladı. Hikâyesi önce yerel gazetelerde, daha sonra BBC ve TIME gibi büyük yayınlar sayesinde global bir yankı buldu.
Yaşadığı trajediye rağmen Mukhtar Mai, 2002'de edindiği talihsiz ününü adalet, eğitim ve insan haklarına adanmış cesur bir yaşama ve hikâyeye dönüştürmeye devam ediyor. Mai'nin kendi köyünde yaktığı ışık sayesinde artık kadınlar adaletsizliğe karşı seslerini duyuruyor, haklarını arıyor.
Yayımlandığı yıl Fransa'da en çok okunan üç kitaptanbiri olan ve yirmi üç dile çevrilen Namus Adına,TIME tarafından "Dünyanın En Etkili Kişileri" listesine
seçilen Mai'nin sarsıcı hikâyesi.
“Önceleri mutlak bir boyundurlukta yaşadım;şimdi isyanım da buna denk olacak.”
Mukhtar Mai, Haziran 2002'de acı dolu ve sarsıcı bir olay yaşadı. Pakistan'ın Meerwala köyünde hayatının beklenmedik şekilde değişeceğinden habersiz ailesiyle birlikte sessiz, sakin bir hayat sürmekteyken, erkek kardeşine yöneltilen suçlar için sorumlu tutuldu. Namus meselesi yüzünden, çarpık bir aşiret sisteminin mağduru oldu. Kadınlığını geri dönüşü olmayacak şekilde yaralayan bir grup erkek karşısında, kendisini bilinmeyenlerle dolu bir adalet denklemi içinde buldu. Yine de yaşadığı onur kırıcı trajedi karşısında pes etmemeyi seçti ve köyünde aynı çarpık sistemden muzdarip diğer genç kadınların sesi olmak üzere, adalet mücadelesine başladı. Hikâyesi önce yerel gazetelerde, daha sonra BBC ve TIME gibi büyük yayınlar sayesinde global bir yankı buldu.
Yaşadığı trajediye rağmen Mukhtar Mai, 2002'de edindiği talihsiz ününü adalet, eğitim ve insan haklarına adanmış cesur bir yaşama ve hikâyeye dönüştürmeye devam ediyor. Mai'nin kendi köyünde yaktığı ışık sayesinde artık kadınlar adaletsizliğe karşı seslerini duyuruyor, haklarını arıyor.