“Kim eylese nigeh Nağme-i İştiyâkıma
Anlar o da biraz râz u şevk-ı fuʾâddan”
Kafkasya’da doğan ve gençlik yıllarında İstanbul’a gelen Nazmî-i Şirvânî, burada medrese eğitimi almış ve Fatih Medresesi’nde dersiamlık vazifesi yapmıştır. İlmin hayatındaki önemini her fırsatta vurgulamış, ilim talebesi olmayı kendisine meslek edinmiştir. Bunun yanı sıra şiirle de iştigal etmiş, dönemin gazetelerinde yayımlanan manzumeleri ile Muallim Nâcî’nin dikkatini çekmiştir. Arapça ve Farsçaya bu dillerde şiir yazabilecek kadar hâkim olan Nazmî, şiirlerini Nağme-i İştiyâk adını verdiği divançesinde bir araya getirmiştir.
Elinizdeki bu kitapta Nazmî Efendi’nin söz konusu eseri şekil ve muhteva yönüyle incelenmiş, daha sonra eserin çeviri yazılı metnine yer verilmiştir. Eserdeki manzumelerin diliçi çevirilerini de içeren bu kitap vesilesiyle, bir divan şairi olarak Nazmî’nin ve divançesi Nağme-i İştiyâk’ın ilim âleminde adının daha sık anılacağını ümit ediyoruz.
“Kim eylese nigeh Nağme-i İştiyâkıma
Anlar o da biraz râz u şevk-ı fuʾâddan”
Kafkasya’da doğan ve gençlik yıllarında İstanbul’a gelen Nazmî-i Şirvânî, burada medrese eğitimi almış ve Fatih Medresesi’nde dersiamlık vazifesi yapmıştır. İlmin hayatındaki önemini her fırsatta vurgulamış, ilim talebesi olmayı kendisine meslek edinmiştir. Bunun yanı sıra şiirle de iştigal etmiş, dönemin gazetelerinde yayımlanan manzumeleri ile Muallim Nâcî’nin dikkatini çekmiştir. Arapça ve Farsçaya bu dillerde şiir yazabilecek kadar hâkim olan Nazmî, şiirlerini Nağme-i İştiyâk adını verdiği divançesinde bir araya getirmiştir.
Elinizdeki bu kitapta Nazmî Efendi’nin söz konusu eseri şekil ve muhteva yönüyle incelenmiş, daha sonra eserin çeviri yazılı metnine yer verilmiştir. Eserdeki manzumelerin diliçi çevirilerini de içeren bu kitap vesilesiyle, bir divan şairi olarak Nazmî’nin ve divançesi Nağme-i İştiyâk’ın ilim âleminde adının daha sık anılacağını ümit ediyoruz.