Doğar, büyür, koşar, çırpınır, ağlar ve güleriz. Bir ömür boyunca peşinde koştuğumuz sevgiler, kapısında beklediğimiz dostlar, ardından ağladığımız yakınlar olur. Sabaha uyanır, geceye sığınır, rüyaya dalar, bir türlü sonu gelmeyen ümit ve hayallerle ömrümüzü tüketiriz. Saatler hiç durmaz ve dünya devrini hiç aksatmadan sürdürür.
Tohum çatlar ve çıkar gün yüzüne, boy atar, salınır ve onca kara, tipiye meydan okuyup koca bir çınar olur. Kuşlar konar üstüne. Üstüne yıldızlar doğar... Börtü-böcek, kuş, karınca, dağ, taş ve insan kendi kaderine doğru yürür…
Doğar, büyür, koşar, çırpınır, ağlar ve güleriz. Bir ömür boyunca peşinde koştuğumuz sevgiler, kapısında beklediğimiz dostlar, ardından ağladığımız yakınlar olur. Sabaha uyanır, geceye sığınır, rüyaya dalar, bir türlü sonu gelmeyen ümit ve hayallerle ömrümüzü tüketiriz. Saatler hiç durmaz ve dünya devrini hiç aksatmadan sürdürür.
Tohum çatlar ve çıkar gün yüzüne, boy atar, salınır ve onca kara, tipiye meydan okuyup koca bir çınar olur. Kuşlar konar üstüne. Üstüne yıldızlar doğar... Börtü-böcek, kuş, karınca, dağ, taş ve insan kendi kaderine doğru yürür…