“Bazı şerhler eserin kendisinden keyfiyet bakımından daha üstündür. Bazı şerhler de, olmasa da olur kâbilinden. Ya bizimki?.. Bizimki şerh değil, şerh denemesi ve Üstad’ın şu hükmü çer-çevesinde:
“Bu ne hazin mesafe iki ten arasında; Bir hâli dinleyenle dinleten arasında...”
Dinleyen biz, dinleten o. Ve aradaki hazin mesafe malûm. Bu malûmun biliniyor, görünüyor olması bizim tesellimiz. Yoksa Üstad’ı şerh dev adamların işi; Salih Mirzabeyoğlu gibi... Bütün eserleriyle Üstad’ın bütün eserlerini şerh ediyor ki, tescili yine Üstad’dan: “Tek kelimemin bile boşa gitmediğine inandığım bir tek sen varsın.” Ehline malûm!
“Bazı şerhler eserin kendisinden keyfiyet bakımından daha üstündür. Bazı şerhler de, olmasa da olur kâbilinden. Ya bizimki?.. Bizimki şerh değil, şerh denemesi ve Üstad’ın şu hükmü çer-çevesinde:
“Bu ne hazin mesafe iki ten arasında; Bir hâli dinleyenle dinleten arasında...”
Dinleyen biz, dinleten o. Ve aradaki hazin mesafe malûm. Bu malûmun biliniyor, görünüyor olması bizim tesellimiz. Yoksa Üstad’ı şerh dev adamların işi; Salih Mirzabeyoğlu gibi... Bütün eserleriyle Üstad’ın bütün eserlerini şerh ediyor ki, tescili yine Üstad’dan: “Tek kelimemin bile boşa gitmediğine inandığım bir tek sen varsın.” Ehline malûm!