Bu roman, Milattan sonra altıncı yüzyılda, 523-525 yıllarında Yemen Necran vadisindeki Hıristiyan halkın başına musallat olan Himyerilerin Kralı Zûnüvâs döneminde geçer.
Kur’ân-ı Kerîm’de, “Hazırladıkları hendekleri tutuşturulmuş ateşle doldurarak, onun çevresinde oturup iman eden kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolsun!” (Burûc 85/4-11) meâlindeki âyetler de bu olayla ilgilidir.
Sabır gerektiren büyük imtihanlara sadece Müslümanların değil, önceki ümmetlerden bazı mü’minlerin de tâbi tutulduğunu göstermektedir. Onların inançları uğrunda katlandıkları işkenceleri hatırlatarak, Müslümanların, karşılaştıkları sıkıntılara sabretmelerini, dinlerine olan bağlılık ve güvenlerini yitirmemelerini anlatmaktadır
Bu roman, Milattan sonra altıncı yüzyılda, 523-525 yıllarında Yemen Necran vadisindeki Hıristiyan halkın başına musallat olan Himyerilerin Kralı Zûnüvâs döneminde geçer.
Kur’ân-ı Kerîm’de, “Hazırladıkları hendekleri tutuşturulmuş ateşle doldurarak, onun çevresinde oturup iman eden kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolsun!” (Burûc 85/4-11) meâlindeki âyetler de bu olayla ilgilidir.
Sabır gerektiren büyük imtihanlara sadece Müslümanların değil, önceki ümmetlerden bazı mü’minlerin de tâbi tutulduğunu göstermektedir. Onların inançları uğrunda katlandıkları işkenceleri hatırlatarak, Müslümanların, karşılaştıkları sıkıntılara sabretmelerini, dinlerine olan bağlılık ve güvenlerini yitirmemelerini anlatmaktadır