“Demokratik toplum politik toplumdur ve politik toplum, eyleyen, eyleyerek kendi oluş ve gelişimine yön veren toplumdur. Özgürlük de öyle değil midir zaten? Özgürlük toplumsal oluş hâlidir ve birlikte eyleyebilme sonucu gelişebilir ancak. Fakat bu, insan olma hâlinin nasıl kavrandığıyla doğrudan bağlantılı bir durumdur.”
İki ciltten oluşan Neden Yeni Bir Sosyal Bilim Paradigması başlıklı çalışmanın birinci cildi, modern sosyal bilimlerin açmazlarını irdeleyerek yeni bir paradigmal tartışmanın zeminini oluşturma hedefiyle hazırlanmıştı.
Elinizdeki “Sosyal Bilimlerde Yeni Paradigma ve Özgürlük Sosyolojisi Üzerine” alt başlıklı bu ikinci cilt ise yeni bir sosyal bilim paradigması ve onun ontolojik, epistemolojik, metodolojik sayıltıları üzerine ve “Özgürlük Sosyolojisi” gibi görece yeni bir alanda bir düşünme, tartışma girişimidir.
Verili sosyal bilimler toplumsal gerçeklikleri kavramaktan aciz hale geldikçe oluşan yeni analiz ihtiyacı pek çok düşünür ve filozofu harekete geçirmiş, bu da bir birikim yaratmıştır.
“Özgürlük Sosyolojisi”, bu birikimlere dayanan ve bunların hem bir parçası hem de sonucu olan bir sosyal bilimsel bağlamı dolayısıyla bilgi kültürü bakımından yeni paradigmal verilere dair kabul ve içerimleridir.
“Demokratik toplum politik toplumdur ve politik toplum, eyleyen, eyleyerek kendi oluş ve gelişimine yön veren toplumdur. Özgürlük de öyle değil midir zaten? Özgürlük toplumsal oluş hâlidir ve birlikte eyleyebilme sonucu gelişebilir ancak. Fakat bu, insan olma hâlinin nasıl kavrandığıyla doğrudan bağlantılı bir durumdur.”
İki ciltten oluşan Neden Yeni Bir Sosyal Bilim Paradigması başlıklı çalışmanın birinci cildi, modern sosyal bilimlerin açmazlarını irdeleyerek yeni bir paradigmal tartışmanın zeminini oluşturma hedefiyle hazırlanmıştı.
Elinizdeki “Sosyal Bilimlerde Yeni Paradigma ve Özgürlük Sosyolojisi Üzerine” alt başlıklı bu ikinci cilt ise yeni bir sosyal bilim paradigması ve onun ontolojik, epistemolojik, metodolojik sayıltıları üzerine ve “Özgürlük Sosyolojisi” gibi görece yeni bir alanda bir düşünme, tartışma girişimidir.
Verili sosyal bilimler toplumsal gerçeklikleri kavramaktan aciz hale geldikçe oluşan yeni analiz ihtiyacı pek çok düşünür ve filozofu harekete geçirmiş, bu da bir birikim yaratmıştır.
“Özgürlük Sosyolojisi”, bu birikimlere dayanan ve bunların hem bir parçası hem de sonucu olan bir sosyal bilimsel bağlamı dolayısıyla bilgi kültürü bakımından yeni paradigmal verilere dair kabul ve içerimleridir.