Hamza Celâleddin, felsefeyi kendine has bir üslup ve bağlamla okumaya çalışan, bu okuma esnasında entelektüel olandan önce yaşamsal olanı gözeten yazarlardan biri. Daha önce Katil Nietzsche Asker Kant ve Dehşetli Peygamber Zarif Cellat gibi iki ‘provokatif' anlatıya imza atmış olan yazar, bu kez bir başka ‘provokatif' anlatı ve yaşamöyküsüyle, Nietzsche'nin Altı Günü ile okurunun karşısına çıkıyor. Yazar, Nietzsche'nin yaşamında çok kritik ve keskin dönüşümleri de beraberinde getiren altı günü ve nihayetinde “Tanrı'nın öldüğü” yedinci günü, onun felsefesinden ve kavramlarından yola çıkarak, tıpkı Nietzsche gibi kimi kez yoldan saparak, bizi de bu sapmanın yaşamın kendisi olduğuna inandırarak anlatmaya koyulduğu Nietzsche'nin Altı Günü ile yine Edebi Şeyler'de...
Hamza Celâleddin, felsefeyi kendine has bir üslup ve bağlamla okumaya çalışan, bu okuma esnasında entelektüel olandan önce yaşamsal olanı gözeten yazarlardan biri. Daha önce Katil Nietzsche Asker Kant ve Dehşetli Peygamber Zarif Cellat gibi iki ‘provokatif' anlatıya imza atmış olan yazar, bu kez bir başka ‘provokatif' anlatı ve yaşamöyküsüyle, Nietzsche'nin Altı Günü ile okurunun karşısına çıkıyor. Yazar, Nietzsche'nin yaşamında çok kritik ve keskin dönüşümleri de beraberinde getiren altı günü ve nihayetinde “Tanrı'nın öldüğü” yedinci günü, onun felsefesinden ve kavramlarından yola çıkarak, tıpkı Nietzsche gibi kimi kez yoldan saparak, bizi de bu sapmanın yaşamın kendisi olduğuna inandırarak anlatmaya koyulduğu Nietzsche'nin Altı Günü ile yine Edebi Şeyler'de...