Nietzsche’nin Saati

Stok Kodu:
9786256566187
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
106
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%22 indirimli
150,00TL
117,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 14,30TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786256566187
1331862
Nietzsche’nin Saati
Nietzsche’nin Saati
117.00

Marsilya’ya dönmeden önce nedense bu yorgun duvar saatini yanına almıştı. Dietrich Berger’in yaşamına özendiği günlerde Nietzsche’nin bitmez, tükenmez ve ısrarcı mektuplarına cevap yazarken saatin şarkısını dinliyordu. Saatin gizi, ağır aksak ilerleyen bir şarkının derisinin altında gizlenmiş ölümün kendisinden başka bir şey değildi. Bir akşam kitabının başında uyuklarken bunu çözmüştü. Her bir tik ve tak, ölümün kendisine yaklaştığının ayak sesleriydi…

Şüpheli rüzgârların, karanlıkta yükselen şarkıların, cebinde şiirle gezen adamların, sağı solu bıçak gibi kesen sarkaçların, uğursuz gecelerin ve herkesin biraz Ogilvy olduğu zamanların öyküleriyle karşı karşıyayız.

Lokman Baybars, Nietzsche’nin Saati’nde, zamanı değil de yaşamı gittikçe tuhaflaşan, gizemli bir Yunan bahçesinde gezinen, kendi soyundan gelen ırkdaşlarını şimdinin anlamsızlığına hapseden, ağır aksak konuşan bir filozofun konuşmalarını saymak için var olan ve bir oldu bittiyle elinden çıkardığı saatlere nefretle bakanların yabansı öykülerini ustalıkla anlatıyor.

Yaşamı, geriye karanlık bir oyun olarak kalan ve burada çalan saatin şarkısını dinlemek isteyen okurlar için Nietzsche’nin Saati, bambaşka bir dünya.

Marsilya’ya dönmeden önce nedense bu yorgun duvar saatini yanına almıştı. Dietrich Berger’in yaşamına özendiği günlerde Nietzsche’nin bitmez, tükenmez ve ısrarcı mektuplarına cevap yazarken saatin şarkısını dinliyordu. Saatin gizi, ağır aksak ilerleyen bir şarkının derisinin altında gizlenmiş ölümün kendisinden başka bir şey değildi. Bir akşam kitabının başında uyuklarken bunu çözmüştü. Her bir tik ve tak, ölümün kendisine yaklaştığının ayak sesleriydi…

Şüpheli rüzgârların, karanlıkta yükselen şarkıların, cebinde şiirle gezen adamların, sağı solu bıçak gibi kesen sarkaçların, uğursuz gecelerin ve herkesin biraz Ogilvy olduğu zamanların öyküleriyle karşı karşıyayız.

Lokman Baybars, Nietzsche’nin Saati’nde, zamanı değil de yaşamı gittikçe tuhaflaşan, gizemli bir Yunan bahçesinde gezinen, kendi soyundan gelen ırkdaşlarını şimdinin anlamsızlığına hapseden, ağır aksak konuşan bir filozofun konuşmalarını saymak için var olan ve bir oldu bittiyle elinden çıkardığı saatlere nefretle bakanların yabansı öykülerini ustalıkla anlatıyor.

Yaşamı, geriye karanlık bir oyun olarak kalan ve burada çalan saatin şarkısını dinlemek isteyen okurlar için Nietzsche’nin Saati, bambaşka bir dünya.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat