Merkezi sinir sistemini etkileyen ilaçlar genellikle psikotrop veya nörotrop ilaçlar olarak adlandırılırlar ve etkilerini doğrudan merkezi sinir sistemi üzerinden oluştururlar. Günümüzde beyini etkileyen yeni hastalıkların keşfedilmesi ve bilinen hastalıkların etki düzenekleri ile ilişkili yeni verilerin elde edilmesine paralel olarak bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların sayıları ve kullanım alanları da giderek artmaktadır. Beyin kökenli birçok hastalığın ilaçla tedavisi kroniktir ve yıllarca sürebilmektedir. Şizofreni ve epilepsi gibi bazı hastalıkların tedavisinde ise ömür boyu ilaç kullanımına gereksinim duyulabilmektedir.
Her ilaçta olduğu gibi, merkezi sinir sistemi ilaçları da gerekli yasal izinleri alarak reçetelenmeye başladığında, bilgilerimiz kısıtlı sayıda insan üzerinde gerçekleştirilen çalışmalarda elde edilen verilere dayanır. İlaç daha geniş bir popülasyonda kullanılmaya başlandığında ve zaman içinde olumlu veya olumsuz yönde birçok yeni bilgi ortaya çıkar.
İlaçların başka ilaçlarla etkileşmesine yönelik bilgilerimiz de ancak klinikte yaygın olarak kullanılmaya başlandıklarında ve bazen oldukça uzun süreler içinde yeterli düzeye gelebilmektedir. Psikotrop ilaçlarının büyük çoğunluğunun yeni olması bunların birbirleri ile ve başka ilaçlarla etkileşmeleri ile ilişkili bilgilerin bilinen eski ilaçlara göre daha kısıtlı olmasına ve mevcut bilgilere hızlı ulaşımın güçleşmesine neden olmaktadır.
Akılcı ilaç kullanımı kısaca ilacın doğru yerde, doğru zamanda, doğru kişiye ve doğru dozda verilmesi olarak tanımlanabilir. Gebeler ve emzirenler ilaçların teratojenik etkileri ve süt yolu ile bebeğe geçerek oluşturabilecekleri olumsuz etkiler bakımından ilaç kullanımı için riskli gruplardır. Gebelerde ve emzirenlerde psikotrop/nörotrop ilaç kullanımı yarar/zarar öngörüsü çerçevesinde bazen zorunlu olabilmektedir. Bu durumda bu ilaçları reçeteleyen hekimin riski en aza indirebilecek ilacı tercih etmesi oldukça önem kazanmaktadır. Gebeler ve emzirenler dışında çocuklar ve yaşlılar ile ikincil hastalıkları olanlar da psikotrop/nörotrop ilaç kullanımı açısından dikkat edilmesi gereken grupların başında gelirler.
Bu kitap nöropsikiyatrik hastalıklar için psikotrop ilaç reçeteleyen hekimler ve bu ilaçlar ile ilişkili kullanım güvenliği hakkında hızlı ve geçerli bilgi edinmek isteyen sağlık alanı çalışanları için hazırlanmıştır. Bu yönü ile kitabın özellikle nöropsikiyatri ilaçlarıyla ilişkili sağlık personeli için faydalı olacağına inanıyorum.
Merkezi sinir sistemini etkileyen ilaçlar genellikle psikotrop veya nörotrop ilaçlar olarak adlandırılırlar ve etkilerini doğrudan merkezi sinir sistemi üzerinden oluştururlar. Günümüzde beyini etkileyen yeni hastalıkların keşfedilmesi ve bilinen hastalıkların etki düzenekleri ile ilişkili yeni verilerin elde edilmesine paralel olarak bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların sayıları ve kullanım alanları da giderek artmaktadır. Beyin kökenli birçok hastalığın ilaçla tedavisi kroniktir ve yıllarca sürebilmektedir. Şizofreni ve epilepsi gibi bazı hastalıkların tedavisinde ise ömür boyu ilaç kullanımına gereksinim duyulabilmektedir.
Her ilaçta olduğu gibi, merkezi sinir sistemi ilaçları da gerekli yasal izinleri alarak reçetelenmeye başladığında, bilgilerimiz kısıtlı sayıda insan üzerinde gerçekleştirilen çalışmalarda elde edilen verilere dayanır. İlaç daha geniş bir popülasyonda kullanılmaya başlandığında ve zaman içinde olumlu veya olumsuz yönde birçok yeni bilgi ortaya çıkar.
İlaçların başka ilaçlarla etkileşmesine yönelik bilgilerimiz de ancak klinikte yaygın olarak kullanılmaya başlandıklarında ve bazen oldukça uzun süreler içinde yeterli düzeye gelebilmektedir. Psikotrop ilaçlarının büyük çoğunluğunun yeni olması bunların birbirleri ile ve başka ilaçlarla etkileşmeleri ile ilişkili bilgilerin bilinen eski ilaçlara göre daha kısıtlı olmasına ve mevcut bilgilere hızlı ulaşımın güçleşmesine neden olmaktadır.
Akılcı ilaç kullanımı kısaca ilacın doğru yerde, doğru zamanda, doğru kişiye ve doğru dozda verilmesi olarak tanımlanabilir. Gebeler ve emzirenler ilaçların teratojenik etkileri ve süt yolu ile bebeğe geçerek oluşturabilecekleri olumsuz etkiler bakımından ilaç kullanımı için riskli gruplardır. Gebelerde ve emzirenlerde psikotrop/nörotrop ilaç kullanımı yarar/zarar öngörüsü çerçevesinde bazen zorunlu olabilmektedir. Bu durumda bu ilaçları reçeteleyen hekimin riski en aza indirebilecek ilacı tercih etmesi oldukça önem kazanmaktadır. Gebeler ve emzirenler dışında çocuklar ve yaşlılar ile ikincil hastalıkları olanlar da psikotrop/nörotrop ilaç kullanımı açısından dikkat edilmesi gereken grupların başında gelirler.
Bu kitap nöropsikiyatrik hastalıklar için psikotrop ilaç reçeteleyen hekimler ve bu ilaçlar ile ilişkili kullanım güvenliği hakkında hızlı ve geçerli bilgi edinmek isteyen sağlık alanı çalışanları için hazırlanmıştır. Bu yönü ile kitabın özellikle nöropsikiyatri ilaçlarıyla ilişkili sağlık personeli için faydalı olacağına inanıyorum.