Kutsal kitaplardaki Nuh'un öyküsünde ve Gılgamış destanı gibi Ortadoğu söylencelerinde geçen büyük tufan efsanesi, binlerce yıla meydan okuyarak ayakta kaldı. Pek az insan böylesi bir tufan felaketinin gerçekten yaşandığına inanıyordu. Ama şimdi, iki saygın jeofizikçi, tarihi değiştiren bir olayı, bugün Karadeniz olarak bildiğimiz yerde 7.600 yıl önce gerçekleşmiş muazzam bir taşkını keşfetti.
Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Ninova harabelerinden çıkarılan antik kil tabletler, aynı tufan efsanesinin kutsal kitaplardakinden çok daha eski bir biçimini gün ışığına çıkarıyordu. Arkeologlar, Mezopotamya'daki Dicle ve Fırat ırmaklarında böyle bir taşkının kalıntılarını, hiçbir sonuca ulaşamadan enine boyuna aradılar. Ardından yerbilimciler, hızlı iklim değişikliklerinin tarihiyle ilgili art arda yeni keşiflerde bulundukça, Akdeniz'in bir zamanlar çöl olduğunu ve beş milyon yıl önce Atlas Okyanusunun Cebelitarık Boğazı üzerinden taşarak Akdeniz havzasını yeniden doldurduğunu öğrendiler. William Ryan ve Walter Pitman şu bilimsel soruyu ortaya attı: "Daha yakın tarihte gerçekleşmiş benzeri bir felaket, Nuh Tufanı söylencesine kaynaklık yapmış olabilir miydi?"
Soğuk savaşın sona ermesi, Ryan ve Pitman'in, Türk araştırmacıların yanı sıra Bulgar ve Rus denizbilimcilerle de Karadeniz'i araştırmak için ortak çalışmalar yapmalarına olanak tanıdı. Deniz tabanını sondalamak için ses dalgalarını ve örnek toplama aygıtlarını kullanarak, bu içdenizin bir zamanlar, dünyanın yükselen okyanus düzeyinin birkaç yüz metre altında, uçsuz bucaksız bir tatlı su gölü olduğuna ilişkin çok açık kanıtlar buldular. Gelişmiş tarihlendirme yöntemleri, yükselen denizlerin 7.600 yıl önce dar Boğaziçi Vadisi'nden taştığını ve Akdeniz'in tuzlu sularının, kumsalların ve nehirlerin üzerinden büyük bir hızla akıp, önüne çıkan tüm yaşam biçimlerini sürükleyip yok ederek, akıl almaz bir güçle göle boşaldığını doğruladı. Yarı çöl durumundaki uçsuz bucaksız bir bölgede, çiftlikler ve köyler için eşsiz bir vaha, bir Cennet Bahçesi işlevi gören gölün kıyıları, bir ölüm denizi oldu. İnsanlar bir daha geri dönmemek üzere kaçtı; dilleri, genleri ve bellekleri her yere yayıldı.
Bu taşkının Batı Avrupa'ya, Orta Asya'ya, Çin'e, Mısır'a ve İran Körfezi'ne hızla yayılan insan göçlerine yol açtığını gösteren, heyecan verici, arkeolojik, genetik ve dilbilimsel bulguları araştıran yazarlar,
Karadeniz insanlarının, bizim uygarlığımızın da kaynağı olan Mezopotamya'daki ilk büyük uygarlığı kuran, gizemli ilk Sümerler olabileceğini öne sürüyorlar.
Karadeniz taşkınından kaçan insanlar ve onların soyundan gelenler, bugün söylence olarak bildiğimiz öyküleri, binlerce yıl boyunca korumuş olabilirler miydi? Ryan ve Pitman, geçen yüzyılda, çok da uzak olmayan geçmişte, okuryazar olmayan öykü anlatıcılarının, olağanüstü bir bağlılıkla çağlar boyunca aktarılan binlerce satırlık masalları nasıl da hala anlattıklarını gösteriyor, bunu yaparken de, Büyük Tufan söylencesinin, insanlık tarihindeki büyük bir bölünmenin, sarsıcı bir olayın anısını koruyan bir sözlü aktarım olduğunu tartışıyor.
Nuh Tufanı, sıkı sıkıya çağdaş bilimin temelleri üzerine oturtulmuştur. Kökenlerimize yeni ışıklar saçan ve antik söylencelere yepyeni bir anlam veren şaşırtıcı bir öyküdür.
William B. F. Ryan ve Walter C. Pitman Columbia Üniversitesi, Lamont-Doherty Yer Gözlemevi'nde çalışan bilim adamlarıdır. Pitman, Amerika Jeofizik Derneği'nin bir üyesidir ve her iki yazar da deniz jeolojisi üzerine örnek araştırmalarıyla, Shepard madalyası sahibidir.
"Görkemli saraylar ve minareler İstanbul'un kıyılarını süslemeden çok uzun zaman önce, Boğaziçi, antik Karadeniz'in tatlı sularının Ege Denizi'ne oradan da Akdeniz'e boşaldığı daracık bir minik suyolundan başka bir şey değildi. Ardından, deniz düzeyinin tüm dünyada yükselmesi, bu akışı bir taşkınla tersine çevirdi. Ansızın, deniz suları Niagara Çavlanından 400 kat daha büyük bir güçle Boğaziçi'nden çağlayarak taştı, dehşet verici sesi en az 100 kilometre öteden duyuldu."
"Dr. Ryan ve Dr. Pitman, taşkının topraklarından sürdüğü insanların, çiftçiliğin Avrupa içlerine yayılmasına ve güneyde Anadolu'da ve Mezopotamya'da tarım ve sulamadaki gelişmelere neden olmuş olabileceğini sorguluyor."
"Ayrıca soruyorlar, Karadeniz taşkını belleklerde öyle kalıcı izler bıraktı da, bu daha sonra Babil'de Gılgamış Destanı'nda anlatılan büyük tufan öyküsüne esin kaynağı mı oldu?"
"Karadeniz taşkınının anıları gerçekten Gılgamış öyküsünü etkilediyse, kutsal kitaplarda geçen Nuh Tufanı öyküsüne de kaynaklık yapmış olabilir."
- John Noble Wilford, The New York Times
"New York, Palisades'teki Lamont-Doherty Yer Gözlemevi'nin denizbilimcileri olan William Ryan ve Walter Pitman, Karadeniz çökellerinin çözümlemelerine dayanarak, yaklaşık 7.500 yıl önce bu büyük tufanın gerçekten olduğunun kanıtlarını bir araya getiriyor" Pitman ve Ryan daha da ileri giderek, bu felaketin, çiftçiliğin orta Avrupa'ya yayılmasına yardım ettiğini ve belki de kutsal kitaplardaki Nuh Tufanı'nın esin kaynağı olduğunu öne sürüyor."
- Richard A. Kerr, Science
"William Ryan ve Walter Pitman'in yazdığı Nuh Tufanı, büyüleyici ve olağanüstü ilgi çekici bir bilimsel dedektiflik öyküsü. Mutlaka okunmalı! Kuşkusuz bu kitap, yanlışlığını ya da doğruluğunu kanıtlamaya çalışan pek çok araştırmaya neden olacak."
- Dr. Robert D. Ballard, Institute For Exploration Başkanı
Kutsal kitaplardaki Nuh'un öyküsünde ve Gılgamış destanı gibi Ortadoğu söylencelerinde geçen büyük tufan efsanesi, binlerce yıla meydan okuyarak ayakta kaldı. Pek az insan böylesi bir tufan felaketinin gerçekten yaşandığına inanıyordu. Ama şimdi, iki saygın jeofizikçi, tarihi değiştiren bir olayı, bugün Karadeniz olarak bildiğimiz yerde 7.600 yıl önce gerçekleşmiş muazzam bir taşkını keşfetti.
Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Ninova harabelerinden çıkarılan antik kil tabletler, aynı tufan efsanesinin kutsal kitaplardakinden çok daha eski bir biçimini gün ışığına çıkarıyordu. Arkeologlar, Mezopotamya'daki Dicle ve Fırat ırmaklarında böyle bir taşkının kalıntılarını, hiçbir sonuca ulaşamadan enine boyuna aradılar. Ardından yerbilimciler, hızlı iklim değişikliklerinin tarihiyle ilgili art arda yeni keşiflerde bulundukça, Akdeniz'in bir zamanlar çöl olduğunu ve beş milyon yıl önce Atlas Okyanusunun Cebelitarık Boğazı üzerinden taşarak Akdeniz havzasını yeniden doldurduğunu öğrendiler. William Ryan ve Walter Pitman şu bilimsel soruyu ortaya attı: "Daha yakın tarihte gerçekleşmiş benzeri bir felaket, Nuh Tufanı söylencesine kaynaklık yapmış olabilir miydi?"
Soğuk savaşın sona ermesi, Ryan ve Pitman'in, Türk araştırmacıların yanı sıra Bulgar ve Rus denizbilimcilerle de Karadeniz'i araştırmak için ortak çalışmalar yapmalarına olanak tanıdı. Deniz tabanını sondalamak için ses dalgalarını ve örnek toplama aygıtlarını kullanarak, bu içdenizin bir zamanlar, dünyanın yükselen okyanus düzeyinin birkaç yüz metre altında, uçsuz bucaksız bir tatlı su gölü olduğuna ilişkin çok açık kanıtlar buldular. Gelişmiş tarihlendirme yöntemleri, yükselen denizlerin 7.600 yıl önce dar Boğaziçi Vadisi'nden taştığını ve Akdeniz'in tuzlu sularının, kumsalların ve nehirlerin üzerinden büyük bir hızla akıp, önüne çıkan tüm yaşam biçimlerini sürükleyip yok ederek, akıl almaz bir güçle göle boşaldığını doğruladı. Yarı çöl durumundaki uçsuz bucaksız bir bölgede, çiftlikler ve köyler için eşsiz bir vaha, bir Cennet Bahçesi işlevi gören gölün kıyıları, bir ölüm denizi oldu. İnsanlar bir daha geri dönmemek üzere kaçtı; dilleri, genleri ve bellekleri her yere yayıldı.
Bu taşkının Batı Avrupa'ya, Orta Asya'ya, Çin'e, Mısır'a ve İran Körfezi'ne hızla yayılan insan göçlerine yol açtığını gösteren, heyecan verici, arkeolojik, genetik ve dilbilimsel bulguları araştıran yazarlar,
Karadeniz insanlarının, bizim uygarlığımızın da kaynağı olan Mezopotamya'daki ilk büyük uygarlığı kuran, gizemli ilk Sümerler olabileceğini öne sürüyorlar.
Karadeniz taşkınından kaçan insanlar ve onların soyundan gelenler, bugün söylence olarak bildiğimiz öyküleri, binlerce yıl boyunca korumuş olabilirler miydi? Ryan ve Pitman, geçen yüzyılda, çok da uzak olmayan geçmişte, okuryazar olmayan öykü anlatıcılarının, olağanüstü bir bağlılıkla çağlar boyunca aktarılan binlerce satırlık masalları nasıl da hala anlattıklarını gösteriyor, bunu yaparken de, Büyük Tufan söylencesinin, insanlık tarihindeki büyük bir bölünmenin, sarsıcı bir olayın anısını koruyan bir sözlü aktarım olduğunu tartışıyor.
Nuh Tufanı, sıkı sıkıya çağdaş bilimin temelleri üzerine oturtulmuştur. Kökenlerimize yeni ışıklar saçan ve antik söylencelere yepyeni bir anlam veren şaşırtıcı bir öyküdür.
William B. F. Ryan ve Walter C. Pitman Columbia Üniversitesi, Lamont-Doherty Yer Gözlemevi'nde çalışan bilim adamlarıdır. Pitman, Amerika Jeofizik Derneği'nin bir üyesidir ve her iki yazar da deniz jeolojisi üzerine örnek araştırmalarıyla, Shepard madalyası sahibidir.
"Görkemli saraylar ve minareler İstanbul'un kıyılarını süslemeden çok uzun zaman önce, Boğaziçi, antik Karadeniz'in tatlı sularının Ege Denizi'ne oradan da Akdeniz'e boşaldığı daracık bir minik suyolundan başka bir şey değildi. Ardından, deniz düzeyinin tüm dünyada yükselmesi, bu akışı bir taşkınla tersine çevirdi. Ansızın, deniz suları Niagara Çavlanından 400 kat daha büyük bir güçle Boğaziçi'nden çağlayarak taştı, dehşet verici sesi en az 100 kilometre öteden duyuldu."
"Dr. Ryan ve Dr. Pitman, taşkının topraklarından sürdüğü insanların, çiftçiliğin Avrupa içlerine yayılmasına ve güneyde Anadolu'da ve Mezopotamya'da tarım ve sulamadaki gelişmelere neden olmuş olabileceğini sorguluyor."
"Ayrıca soruyorlar, Karadeniz taşkını belleklerde öyle kalıcı izler bıraktı da, bu daha sonra Babil'de Gılgamış Destanı'nda anlatılan büyük tufan öyküsüne esin kaynağı mı oldu?"
"Karadeniz taşkınının anıları gerçekten Gılgamış öyküsünü etkilediyse, kutsal kitaplarda geçen Nuh Tufanı öyküsüne de kaynaklık yapmış olabilir."
- John Noble Wilford, The New York Times
"New York, Palisades'teki Lamont-Doherty Yer Gözlemevi'nin denizbilimcileri olan William Ryan ve Walter Pitman, Karadeniz çökellerinin çözümlemelerine dayanarak, yaklaşık 7.500 yıl önce bu büyük tufanın gerçekten olduğunun kanıtlarını bir araya getiriyor" Pitman ve Ryan daha da ileri giderek, bu felaketin, çiftçiliğin orta Avrupa'ya yayılmasına yardım ettiğini ve belki de kutsal kitaplardaki Nuh Tufanı'nın esin kaynağı olduğunu öne sürüyor."
- Richard A. Kerr, Science
"William Ryan ve Walter Pitman'in yazdığı Nuh Tufanı, büyüleyici ve olağanüstü ilgi çekici bir bilimsel dedektiflik öyküsü. Mutlaka okunmalı! Kuşkusuz bu kitap, yanlışlığını ya da doğruluğunu kanıtlamaya çalışan pek çok araştırmaya neden olacak."
- Dr. Robert D. Ballard, Institute For Exploration Başkanı