Varlık âleminin en şereflisi olan insan, koptuğu özü, yitirdiği cenneti sürekli aramış, çevresine ve kendini aşan âleme insanlık tarihi boyunca her daim yönelmiştir. O, bu kendi içinden dışına doğru yapmış olduğu yöneliş hareketi ile gerek özünde bulunan nakıştan gerek çevresindeki ilahi yaratmanın ahenginden gerekse kopup geldiği asıl yerin özleminden kaynaklı olarak eşyaya zarifane dokunuşlarıyla yönelmiştir. Sanat, sanat eserleri, estetik zevk insanın bu özellikleri ve özlemleri dolayısıyla ortaya çıkmışlardır.
Bu çalışmada yakın tarihimizin münevver ve mütefekkiri, ülkemizde hareket felsefesinin temsilcisi olan, maariften siyasete, felsefeden sanata birçok alanda temayüz etmiş Nurettin Topçu'nun dine, sanata , ve din sanat ilişkisine ilişkin görüşleri incelenmiştir. Hareket felsefesinin tesiriyle tasavvur ve tefekkürünü sistemleştirmiş olan Nurettin Topçu, sanatı da bu bağlamda özümsemiş ve kendine has bir üslup ile ifadeetmiştir.
Varlık âleminin en şereflisi olan insan, koptuğu özü, yitirdiği cenneti sürekli aramış, çevresine ve kendini aşan âleme insanlık tarihi boyunca her daim yönelmiştir. O, bu kendi içinden dışına doğru yapmış olduğu yöneliş hareketi ile gerek özünde bulunan nakıştan gerek çevresindeki ilahi yaratmanın ahenginden gerekse kopup geldiği asıl yerin özleminden kaynaklı olarak eşyaya zarifane dokunuşlarıyla yönelmiştir. Sanat, sanat eserleri, estetik zevk insanın bu özellikleri ve özlemleri dolayısıyla ortaya çıkmışlardır.
Bu çalışmada yakın tarihimizin münevver ve mütefekkiri, ülkemizde hareket felsefesinin temsilcisi olan, maariften siyasete, felsefeden sanata birçok alanda temayüz etmiş Nurettin Topçu'nun dine, sanata , ve din sanat ilişkisine ilişkin görüşleri incelenmiştir. Hareket felsefesinin tesiriyle tasavvur ve tefekkürünü sistemleştirmiş olan Nurettin Topçu, sanatı da bu bağlamda özümsemiş ve kendine has bir üslup ile ifadeetmiştir.