İmkansız Açılar ve Diğer Yazılar
Keşke bir buldozerim olsaydı. Buldozerim olsaydı sabahları işime buldozerimle giderdim. Yol üstünde oturan iş arkadaşlarımı da buldozerin kepçesine toplardım. Onlar kepçede kahvaltılarını ederken, ben onlara buldozerin teybinden müzik açardım, güne güzel başlardık, ekip ruhumuz pekişirdi, birlik duygumuz kuvvetlenirdi. İşe varınca da işyerini yıkardım buldozerimle. Un ufak ederdim duvarlarını, kirişlerini yamulturdum, pencerelerinin üzerinde demirden paletlerimle dolaşıp camlarını tuzla buz ederdim.
Günlük hayatın olağanlığına saklanmış, bizzat hayatın ürettiği absürt mizahı ininden çıkarıp önümüze süren ender mizah yazarlarından biri Erman Çağlar. Hikayeleri kısa, tonu alaycı ama dürüst, sesi ise her gün yolda yürürken kafamızın içinde kendi kendimize yaptığımız o sonsuz münakaşalar gibi. Hayatın aksak ritmiyle, kimsenin mükemmel olmayışıyla, hayatın yer yer sıkıcı, yer yer zor, yer yer de gülünç ve mantıksız ayarsızlıklarıyla kavga etmeyi bırakmış ve ateşkes imzalamış genç şehirli insanın deneyimlerinin incelikli bir matematikle kağıda dökülmüş hali.
Bir çırpıda okunacak, elden zor bırakılacak ve her hikayede sinsi sinsi gülümsetecek bu kitapta da hatırlatıyor yine Erman Çağlar: Hayat bir absürtlükler bütünüdür. Çok da zorlamamak lazım…
İmkansız Açılar ve Diğer Yazılar
Keşke bir buldozerim olsaydı. Buldozerim olsaydı sabahları işime buldozerimle giderdim. Yol üstünde oturan iş arkadaşlarımı da buldozerin kepçesine toplardım. Onlar kepçede kahvaltılarını ederken, ben onlara buldozerin teybinden müzik açardım, güne güzel başlardık, ekip ruhumuz pekişirdi, birlik duygumuz kuvvetlenirdi. İşe varınca da işyerini yıkardım buldozerimle. Un ufak ederdim duvarlarını, kirişlerini yamulturdum, pencerelerinin üzerinde demirden paletlerimle dolaşıp camlarını tuzla buz ederdim.
Günlük hayatın olağanlığına saklanmış, bizzat hayatın ürettiği absürt mizahı ininden çıkarıp önümüze süren ender mizah yazarlarından biri Erman Çağlar. Hikayeleri kısa, tonu alaycı ama dürüst, sesi ise her gün yolda yürürken kafamızın içinde kendi kendimize yaptığımız o sonsuz münakaşalar gibi. Hayatın aksak ritmiyle, kimsenin mükemmel olmayışıyla, hayatın yer yer sıkıcı, yer yer zor, yer yer de gülünç ve mantıksız ayarsızlıklarıyla kavga etmeyi bırakmış ve ateşkes imzalamış genç şehirli insanın deneyimlerinin incelikli bir matematikle kağıda dökülmüş hali.
Bir çırpıda okunacak, elden zor bırakılacak ve her hikayede sinsi sinsi gülümsetecek bu kitapta da hatırlatıyor yine Erman Çağlar: Hayat bir absürtlükler bütünüdür. Çok da zorlamamak lazım…