Obsesif Kompulsif Bozukluk'a Psikanalitik ve Varoluşsal Kuramlarla Bakış Sesi Duyulmayan ''Takıntı''
Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) ile yaşamak zorlu bir süreçtir. Onu tanımadan onunla mücadele etmeye çalışmak, onun beraberinde getirdiği kaygıları ve davranışları onu kavramadan durdurmaya çalışmak çoğu zaman yetersiz bir müdahale olarak kalır.
Bununla birlikte, OKB meselesine yaklaşırken “hızlı değişim vadeden”, “semptom odaklı” ve daha yüzeysel müdahalelerin, beklenilen sonuçları vermemesi ve gerçekleşmiş gibi gözüken gelişmelerin “dönemsel” olması da aynı şekilde umut kırıcı olmaktadır.
Psikanalitik ve Varoluşçu Terapiler, “insana bütün olarak bakmak” için vardır. Bu terapilerde, danışan sadece obsesif düşüncelerini ve kompulsif davranışlarını değil, hayatının tamamını odaya getirmesi için cesaretlendirilir. Zira insan bir bütündür; parçalara bakım vermek, bütünü anlamak ve bütüne bakım vermekle asla aynı şey değildir.
OKB’nin kökleri genellikle geçmişte, genetik yatkınlıklarda, genetik yatkınlıkları tetikleyen ve muhtemelen yıllarca içinde bulunduğumuz çevresel koşullarda, aşırı kaygılı ve suçlu gelişen dünya algımızda, içsel tutarlılık ve süreklilik meselelerimizde olduğundan OKB sorunlarını gidermek için çalışırken birden çok konu başlığına değinmemiz gerekecektir. Kendimizi “başkalarının hızına ve beklentilerine” uymaya zorlamadan, tedavinin işe yaradığı hızda, sakin ama emin adımlarla ilerlemek, yaptığımız yatırımın her şeyden önce kendi fiziksel ve ruhsal sağlığımız için olduğunu hatırlamak bize güç verecektir.
Okuyucular bu kitapla birlikte kendi ruhsal yolculuklarına bir başlangıç yapabilirler. OKB semptomlarının köklerini anlamak, semptomların oluşmasındaki öznel sebepleri ve kendi hayatını anlamakla başlar.
Aynı zamanda bu kitap psikolojiye merak duyanlar ve psikoloji öğrencileri için de okuması kolay ve keyifli bir başlangıç kaynağı olacaktır.
Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) ile yaşamak zorlu bir süreçtir. Onu tanımadan onunla mücadele etmeye çalışmak, onun beraberinde getirdiği kaygıları ve davranışları onu kavramadan durdurmaya çalışmak çoğu zaman yetersiz bir müdahale olarak kalır.
Bununla birlikte, OKB meselesine yaklaşırken “hızlı değişim vadeden”, “semptom odaklı” ve daha yüzeysel müdahalelerin, beklenilen sonuçları vermemesi ve gerçekleşmiş gibi gözüken gelişmelerin “dönemsel” olması da aynı şekilde umut kırıcı olmaktadır.
Psikanalitik ve Varoluşçu Terapiler, “insana bütün olarak bakmak” için vardır. Bu terapilerde, danışan sadece obsesif düşüncelerini ve kompulsif davranışlarını değil, hayatının tamamını odaya getirmesi için cesaretlendirilir. Zira insan bir bütündür; parçalara bakım vermek, bütünü anlamak ve bütüne bakım vermekle asla aynı şey değildir.
OKB’nin kökleri genellikle geçmişte, genetik yatkınlıklarda, genetik yatkınlıkları tetikleyen ve muhtemelen yıllarca içinde bulunduğumuz çevresel koşullarda, aşırı kaygılı ve suçlu gelişen dünya algımızda, içsel tutarlılık ve süreklilik meselelerimizde olduğundan OKB sorunlarını gidermek için çalışırken birden çok konu başlığına değinmemiz gerekecektir. Kendimizi “başkalarının hızına ve beklentilerine” uymaya zorlamadan, tedavinin işe yaradığı hızda, sakin ama emin adımlarla ilerlemek, yaptığımız yatırımın her şeyden önce kendi fiziksel ve ruhsal sağlığımız için olduğunu hatırlamak bize güç verecektir.
Okuyucular bu kitapla birlikte kendi ruhsal yolculuklarına bir başlangıç yapabilirler. OKB semptomlarının köklerini anlamak, semptomların oluşmasındaki öznel sebepleri ve kendi hayatını anlamakla başlar.
Aynı zamanda bu kitap psikolojiye merak duyanlar ve psikoloji öğrencileri için de okuması kolay ve keyifli bir başlangıç kaynağı olacaktır.