Ali Şeriati bir iz bıraktı tarihe, bilmenin heyecanı, bildiğiyle amel etmenin ve dahası bu öğrenilen şeyi aktararak eylemi çoğaltmanın mutluluğuydu onun hayatını bu denli coşkulu kılan. Şeriati, bu coşkulu hayatını, paradoksal biçimde yalnızlık, hüzün ve varlık sancısıyla anlamlı kılıyordu. Hayatının anlam çığlığıydı aslında tüm devrimci koşusu onun...
Evet, Şeriati çok boyutlu bir karakterdi. Batı’dan bakıldığında, “Radikal İslamcı” bir ideolog; Doğu’dan bakıldığında, İslami ilimleri tahsil etmemiş, Batı’dan etkilenmiş geleneğe kafa tutan bir “ukala”; Kum’dan bakıldığında, bir “Vehhabi”; Riyad’dan bakıldığında ise Şii bir misyoner! Sosyalist parti binalarından bakıldığında, Marksizm’den etkilenmiş olsa da sonuçta bir “Küçük Burjuva Gericisi”; Selefî cemaat derslerinden bakıldığında ise İslam Sosyalizmi tesis etmiş bir “kafası karışık”. Oysa Şeriati, hakikati arayan, sivil, dayanılmaz bir yürekti. Hayatlarında gelgitleri olan, etkileşimlerini İslam’ı anlamak ve yaşamak, sosyal adaleti tesis etmek, mazlumlarla dayanışmak, insanlığın büyük ailesine faydalı olmak için sorumluluk duymak, varlık sancısı çekmekti onun hayatı ve şahitliği...
Bu da karşımıza iki Şeriati çıkarttı.
Öğretmen Ali Şeriati ve sancılı, dertleşen Mezinanlı Ali...
Ali Şeriati bir iz bıraktı tarihe, bilmenin heyecanı, bildiğiyle amel etmenin ve dahası bu öğrenilen şeyi aktararak eylemi çoğaltmanın mutluluğuydu onun hayatını bu denli coşkulu kılan. Şeriati, bu coşkulu hayatını, paradoksal biçimde yalnızlık, hüzün ve varlık sancısıyla anlamlı kılıyordu. Hayatının anlam çığlığıydı aslında tüm devrimci koşusu onun...
Evet, Şeriati çok boyutlu bir karakterdi. Batı’dan bakıldığında, “Radikal İslamcı” bir ideolog; Doğu’dan bakıldığında, İslami ilimleri tahsil etmemiş, Batı’dan etkilenmiş geleneğe kafa tutan bir “ukala”; Kum’dan bakıldığında, bir “Vehhabi”; Riyad’dan bakıldığında ise Şii bir misyoner! Sosyalist parti binalarından bakıldığında, Marksizm’den etkilenmiş olsa da sonuçta bir “Küçük Burjuva Gericisi”; Selefî cemaat derslerinden bakıldığında ise İslam Sosyalizmi tesis etmiş bir “kafası karışık”. Oysa Şeriati, hakikati arayan, sivil, dayanılmaz bir yürekti. Hayatlarında gelgitleri olan, etkileşimlerini İslam’ı anlamak ve yaşamak, sosyal adaleti tesis etmek, mazlumlarla dayanışmak, insanlığın büyük ailesine faydalı olmak için sorumluluk duymak, varlık sancısı çekmekti onun hayatı ve şahitliği...
Bu da karşımıza iki Şeriati çıkarttı.
Öğretmen Ali Şeriati ve sancılı, dertleşen Mezinanlı Ali...