Içinde bulundugumuz yüzyılda en önemli yatırımın egitim oldugu genel bir kabuldür. Bu kapsamda, egitim yoluyla genç kusaklara yatırım yapılması pek çok gelismis ülke için bir devlet politikası haline gelmistir. Söz konusu egitim, dogumdan zorunlu ilkokul egitimi yılları arasında yer alan okul öncesi dönem baglamında ise ayrı bir anlam kazanmaktadır. Okul öncesi yıllar bilissel gelisim, duygusal ve sosyal gelisim, fiziksel gelisim, kisilik gelisimi ve dil gelisimi açısından kritik dönemleri barındırmaktadır. Dolayısıyla bir çocugun okul öncesi
egitim alması tercihlere bırakılabilecek basit bir seçim degildir. Ancak ne yazık ki ülkemizdeki tüm çocuklar ilkokula baslamadan önce okul öncesi egitimden yararlanamamaktadır.
Bu kitapta ülkemizde okul öncesi egitim alan ve almayan çocukların gelisimsel olarak karsılastırıldıgı ve ulasılabilen tüm bilimsel çalısmalar incelenmis ve okul öncesi egitimin etkisi bilimsel olarak göz önüne serilmeye çalısılmıstır. Bu kapsamda 46842 bireyin toplam örneklemi olusturdugu 115 bilimsel çalısma degerlendirmeye alınmıstır. Incelenen bilimsel çalısma sonuçları okul öncesi egitimin çocukların tüm gelisim alanlarında, öz-bakım becerilerinde ve hatta yaratıcılık düzeylerinde olumlu yönde etkili oldugunu ortaya
koymaktadır. Bu yönüyle kitap basta Milli Egitim ile Aile, Çalısma ve Sosyal Hizmetler olmak üzere Bakanlıkları, yerel yönetimleri, sivil toplum ve meslek örgütlerini, isadamlarını, egitim gönüllülerini ve kısaca “çocuklar gelecegimizdir” diyen herkesi okul öncesi egitimin zorunlu olması için göreve davet etmektedir.
Içinde bulundugumuz yüzyılda en önemli yatırımın egitim oldugu genel bir kabuldür. Bu kapsamda, egitim yoluyla genç kusaklara yatırım yapılması pek çok gelismis ülke için bir devlet politikası haline gelmistir. Söz konusu egitim, dogumdan zorunlu ilkokul egitimi yılları arasında yer alan okul öncesi dönem baglamında ise ayrı bir anlam kazanmaktadır. Okul öncesi yıllar bilissel gelisim, duygusal ve sosyal gelisim, fiziksel gelisim, kisilik gelisimi ve dil gelisimi açısından kritik dönemleri barındırmaktadır. Dolayısıyla bir çocugun okul öncesi
egitim alması tercihlere bırakılabilecek basit bir seçim degildir. Ancak ne yazık ki ülkemizdeki tüm çocuklar ilkokula baslamadan önce okul öncesi egitimden yararlanamamaktadır.
Bu kitapta ülkemizde okul öncesi egitim alan ve almayan çocukların gelisimsel olarak karsılastırıldıgı ve ulasılabilen tüm bilimsel çalısmalar incelenmis ve okul öncesi egitimin etkisi bilimsel olarak göz önüne serilmeye çalısılmıstır. Bu kapsamda 46842 bireyin toplam örneklemi olusturdugu 115 bilimsel çalısma degerlendirmeye alınmıstır. Incelenen bilimsel çalısma sonuçları okul öncesi egitimin çocukların tüm gelisim alanlarında, öz-bakım becerilerinde ve hatta yaratıcılık düzeylerinde olumlu yönde etkili oldugunu ortaya
koymaktadır. Bu yönüyle kitap basta Milli Egitim ile Aile, Çalısma ve Sosyal Hizmetler olmak üzere Bakanlıkları, yerel yönetimleri, sivil toplum ve meslek örgütlerini, isadamlarını, egitim gönüllülerini ve kısaca “çocuklar gelecegimizdir” diyen herkesi okul öncesi egitimin zorunlu olması için göreve davet etmektedir.