“Kuşkusuz yeteneksiz bir yazarım.
Başka bir dili öğrenmeyi becermediğim için
Kovan'ca yazıyorum.
Yazıyorum,
yine yazıyorum,
yine yazıyorum,
sonra yazdıklarımı siliyorum,
yine siliyorum,
yine siliyorum,
sonra sildiklerimi de siliyorum
ve silinmiş metnimi
Öz Cehennem'ine havale edip tembelliğin tadını çıkarıyorum.
(......)
Bakıyorum ve kendisi olamayan'ı görüyorum, diyorum. Herhangi bir hedefi olmayan, hareket etmeyen, kendine ait bir sesi olmayan, var olma gibi bir derdi olmayan, boşluğa gömülmüş, boşluğa dönüşmüş, yine de tüm anlamları içeren bir Hiç görüyorum. Bıkmamacasına vızıldayıp tüm kurguları, yapıları sökmeye çalışan – bir sonuca ulaşamayacağını bildiğimi bilerek.”
“Kuşkusuz yeteneksiz bir yazarım.
Başka bir dili öğrenmeyi becermediğim için
Kovan'ca yazıyorum.
Yazıyorum,
yine yazıyorum,
yine yazıyorum,
sonra yazdıklarımı siliyorum,
yine siliyorum,
yine siliyorum,
sonra sildiklerimi de siliyorum
ve silinmiş metnimi
Öz Cehennem'ine havale edip tembelliğin tadını çıkarıyorum.
(......)
Bakıyorum ve kendisi olamayan'ı görüyorum, diyorum. Herhangi bir hedefi olmayan, hareket etmeyen, kendine ait bir sesi olmayan, var olma gibi bir derdi olmayan, boşluğa gömülmüş, boşluğa dönüşmüş, yine de tüm anlamları içeren bir Hiç görüyorum. Bıkmamacasına vızıldayıp tüm kurguları, yapıları sökmeye çalışan – bir sonuca ulaşamayacağını bildiğimi bilerek.”