Ali Özenç Çağlar anlatıyor: “Ölü Yüzler”i nisan yağmurlarını anımsatan bir sevgi yumağı ile örerek yazdım. “Ölü Yüzler” aslında 500 sayfayı bulan lirik bir şiir kitabı şiir tadında okunabilen bir roman da denebilir.
Kimi kez bir durağa tırmanır, kimi de bir doruktan kayar gibi, geceleri içinde kaybolarak yazdım onu. Kahkahalarla güldüğüm, ağladığım oldu satır aralarında, içim acıdı. Derin sıyrıklar aldım kimi zaman. Örneğin tepeden tırnağa ıslandım yağmurlarında; güneşinde susuzluğumdan dudaklarım çatladı, kederlendim. Türküler söyledim genç kızlarıyla Mecidiye’nin; halaya durdum
düğünlerinden. İ.Ö. 2. ve 1. Yüzyıl döneminde Apolonis’in güzel rahibesi Eleni’nin Roma yönetimine karşı isyan eden İsyancı Anistonikus tarafından kaçırılışına şahit oldum. Silahlar patladı, ilk ben yara aldım yüreğimden. Bin yıllardan on yıllara kanat açarak eski konaklara konuk oldum.
Ali Özenç Çağlar anlatıyor: “Ölü Yüzler”i nisan yağmurlarını anımsatan bir sevgi yumağı ile örerek yazdım. “Ölü Yüzler” aslında 500 sayfayı bulan lirik bir şiir kitabı şiir tadında okunabilen bir roman da denebilir.
Kimi kez bir durağa tırmanır, kimi de bir doruktan kayar gibi, geceleri içinde kaybolarak yazdım onu. Kahkahalarla güldüğüm, ağladığım oldu satır aralarında, içim acıdı. Derin sıyrıklar aldım kimi zaman. Örneğin tepeden tırnağa ıslandım yağmurlarında; güneşinde susuzluğumdan dudaklarım çatladı, kederlendim. Türküler söyledim genç kızlarıyla Mecidiye’nin; halaya durdum
düğünlerinden. İ.Ö. 2. ve 1. Yüzyıl döneminde Apolonis’in güzel rahibesi Eleni’nin Roma yönetimine karşı isyan eden İsyancı Anistonikus tarafından kaçırılışına şahit oldum. Silahlar patladı, ilk ben yara aldım yüreğimden. Bin yıllardan on yıllara kanat açarak eski konaklara konuk oldum.