Adaletin olmadığı yerde tek kanun intikamdır. "Haluk yoğun bakım odasına girince gözlerine inanamadı, istem dışı elleriyle burnunu ve gözlerini tuttu. Bir anda gözünden yaşlar boşandı. Sanki bir boksör, Hayat’ı kum torbası niyetine kullanmıştı. Gözleri ve yüzü o kadar şişmişti ki koca bir balonu andırıyordu. Bacakları alçıdaydı, halat benzeri şeylerle havada sabitlenmişti. Kimseye zararı olmayan, hani derler ya karıncayı bile incitmeyen Hayat’ın başına bunlar nasıl gelmişti? Gerçekten söyledikleri doğru olabilir miydi? Hayat’ı bu hale bir polis getirmiş olabilir miydi? Eğer öyleyse tabii ki mahkemede cezasını çekmeliydi. Ama beklediği gibi olmadı…" Büyük keşfini dünyaya duyurduğu gün eşi Hayat’ı polis şiddetine kurban veren ünlü doktor Haluk Toköz, o gün kendine bir söz verdi: Sonuna kadar gidecekti, ne kadar sürerse sürsün, neler kaybederse kaybetsin, sonuna kadar gidecekti! Gerekirse bu uğurda tüm insanlığını da feda edecekti.
Adaletin olmadığı yerde tek kanun intikamdır. "Haluk yoğun bakım odasına girince gözlerine inanamadı, istem dışı elleriyle burnunu ve gözlerini tuttu. Bir anda gözünden yaşlar boşandı. Sanki bir boksör, Hayat’ı kum torbası niyetine kullanmıştı. Gözleri ve yüzü o kadar şişmişti ki koca bir balonu andırıyordu. Bacakları alçıdaydı, halat benzeri şeylerle havada sabitlenmişti. Kimseye zararı olmayan, hani derler ya karıncayı bile incitmeyen Hayat’ın başına bunlar nasıl gelmişti? Gerçekten söyledikleri doğru olabilir miydi? Hayat’ı bu hale bir polis getirmiş olabilir miydi? Eğer öyleyse tabii ki mahkemede cezasını çekmeliydi. Ama beklediği gibi olmadı…" Büyük keşfini dünyaya duyurduğu gün eşi Hayat’ı polis şiddetine kurban veren ünlü doktor Haluk Toköz, o gün kendine bir söz verdi: Sonuna kadar gidecekti, ne kadar sürerse sürsün, neler kaybederse kaybetsin, sonuna kadar gidecekti! Gerekirse bu uğurda tüm insanlığını da feda edecekti.