Hugo, Locus ve Nebula ödüllü yazar T. Kingfisher'dan Edgar Allan Poe'nun Usher Evi'nin Çöküşü adlı kitabının sürükleyici ve atmosferik bir yeniden yazımı…
Emekli bir asker olan Alex Easton, çocukluk arkadaşı Madeline Usher'ın ölmekte olduğu haberini alınca, soluğu, Usherların, Ruritanya'nın ücra kırsalındaki atalarından kalma evlerinde alır.
Burada mantarlar ve ruhları ele geçirilmiş vahşi hayvanlarla dolu, karanlık ve titreşen bir gölün çevrelediği bir kâbusla karşı karşıya kalır. Madeline bir uyurgezerdir ve geceleri garip sesler çıkararak konuşmaktadır; kardeşi Roderick ise gizemli bir sinir hastalığının pençesindedir.
Alex, kendine son derece güvenen bir İngiliz mikolog ve şaşkın bir Amerikalı doktorun yardımıyla Usher Evi'nin sırrını, herkesi tüketip yok etmeden önce çözmek zorundadır.
***
“Ölüyü Kıpırdatan Şey'de klasik bir korku romanında olması gereken her şey var. T. Kingfisher keskin bir zekâ ve büyüleyici bir dille, tüylerinizi diken diken edecek bir hikâye anlatıyor. Poe okusa bundan gurur duyardı!”-Brom
Hugo, Locus ve Nebula ödüllü yazar T. Kingfisher'dan Edgar Allan Poe'nun Usher Evi'nin Çöküşü adlı kitabının sürükleyici ve atmosferik bir yeniden yazımı…
Emekli bir asker olan Alex Easton, çocukluk arkadaşı Madeline Usher'ın ölmekte olduğu haberini alınca, soluğu, Usherların, Ruritanya'nın ücra kırsalındaki atalarından kalma evlerinde alır.
Burada mantarlar ve ruhları ele geçirilmiş vahşi hayvanlarla dolu, karanlık ve titreşen bir gölün çevrelediği bir kâbusla karşı karşıya kalır. Madeline bir uyurgezerdir ve geceleri garip sesler çıkararak konuşmaktadır; kardeşi Roderick ise gizemli bir sinir hastalığının pençesindedir.
Alex, kendine son derece güvenen bir İngiliz mikolog ve şaşkın bir Amerikalı doktorun yardımıyla Usher Evi'nin sırrını, herkesi tüketip yok etmeden önce çözmek zorundadır.
***
“Ölüyü Kıpırdatan Şey'de klasik bir korku romanında olması gereken her şey var. T. Kingfisher keskin bir zekâ ve büyüleyici bir dille, tüylerinizi diken diken edecek bir hikâye anlatıyor. Poe okusa bundan gurur duyardı!”-Brom