Gönül köprümüzü yıktılar,
Beni senden kopardılar,
Yollarımıza dikenler diktiler,
Ümitlerimizi bitirdiler.
Gönlümün anahtarı sende kaldı,
Beni sensizlik zindanına mahkûm ettiler.
Görünmeyen prangalarla gönüldaş yaptılar,
Mevsimler gibi seni hayatımdan geçirdiler.
Şiirler genellikle yalın, özentiden uzak, içinden geldiği gibi yazılmış. Zaten içten gelmeyince şiir yazılmaz. "Bir kez olsun gel rüyama, tarçın kokulu nazlı yâr" ya da "Başında bir tel saç olsaydım, gözünde bir damla yaş olsaydım" dizelerinde olduğu gibi "Torunlarım" şiirindeki yalınlık ve içtenlik gibi...
Müşerref ve Kemal Nehrozoğlu
Gönül köprümüzü yıktılar,
Beni senden kopardılar,
Yollarımıza dikenler diktiler,
Ümitlerimizi bitirdiler.
Gönlümün anahtarı sende kaldı,
Beni sensizlik zindanına mahkûm ettiler.
Görünmeyen prangalarla gönüldaş yaptılar,
Mevsimler gibi seni hayatımdan geçirdiler.
Şiirler genellikle yalın, özentiden uzak, içinden geldiği gibi yazılmış. Zaten içten gelmeyince şiir yazılmaz. "Bir kez olsun gel rüyama, tarçın kokulu nazlı yâr" ya da "Başında bir tel saç olsaydım, gözünde bir damla yaş olsaydım" dizelerinde olduğu gibi "Torunlarım" şiirindeki yalınlık ve içtenlik gibi...
Müşerref ve Kemal Nehrozoğlu