“Erbakan Hoca'yı rüyamda gördüm. Bana ‘Ne yapıyorsun?' diye sordu. Ben daha cevap vermeden Recai Kutan Bey ‘Hocam! Ertan şimdi hayatını kamera- ya anlatıyor sonra bunu kitaplaştıracak.' dedi. Bunun üzerine Erbakan Hoca
‘Üç şey önemli! (Hayattayken de bir şeyi hep maddeler halinde söylerdi.) Bi- rincisi; hayatı yazılacak olan şahsın kendisi. İkincisi; anlattığı olayların önemi.
Üçüncüsü de; bunu eser haline getirecek olan kimsenin mahareti. İnşallah hayırlı olur devam et!' dedi ve uyandım. Gece yarısı civarıydı. Kalktım ve
âdetim olmamasına rağmen unutmamak için rüyamı yazdım.”
Bu kitap, Ertan Yülek'in hayatı etrafında 1950'lerde bir Anadolu kasabasın- daki yaşayışı ve Türkiye'nin özellikle 1960 sonrası ekonomik, siyasî ve sosyal hayatına açılan bir pencere niteliği taşıyor.
“Erbakan Hoca'yı rüyamda gördüm. Bana ‘Ne yapıyorsun?' diye sordu. Ben daha cevap vermeden Recai Kutan Bey ‘Hocam! Ertan şimdi hayatını kamera- ya anlatıyor sonra bunu kitaplaştıracak.' dedi. Bunun üzerine Erbakan Hoca
‘Üç şey önemli! (Hayattayken de bir şeyi hep maddeler halinde söylerdi.) Bi- rincisi; hayatı yazılacak olan şahsın kendisi. İkincisi; anlattığı olayların önemi.
Üçüncüsü de; bunu eser haline getirecek olan kimsenin mahareti. İnşallah hayırlı olur devam et!' dedi ve uyandım. Gece yarısı civarıydı. Kalktım ve
âdetim olmamasına rağmen unutmamak için rüyamı yazdım.”
Bu kitap, Ertan Yülek'in hayatı etrafında 1950'lerde bir Anadolu kasabasın- daki yaşayışı ve Türkiye'nin özellikle 1960 sonrası ekonomik, siyasî ve sosyal hayatına açılan bir pencere niteliği taşıyor.