Karadeniz, Ortaçağ Türk tarihi araştırmaları bağlamında ihmal edilmiş bir bölgedir. Türkiye'de söz konusu bölgenin bu dönemini kapsayan çalışmalar maalesef bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdadır. Çünkü Orta zaman Karadeniz bölgesi tarihi araştırmalarının kaynaklarının birkaç dilden teşekkül etmesi ve bu kaynaklardaki bilgilerin neredeyse mahdut bir seviyede olması araştırmacıların işini güçleştirmektir. Bu çalışmada dönemin kaynaklarından hareketle Karadeniz'in sınırlarına dâhil olan ve Kelkit havzası olarak adlandırılan bölgedeki Türk varlığının Ortaçağlardaki izlerini sürmeye çalışılmıştır. Kaynaklardan edinilen bulgular, Türklerin en az İç ve Doğu Anadolu'da olduğu kadar Kuzey Anadolu'nun önemli bir kesimini teşkil eden Kelkit havzasında da etkin olduğu sonucunu ortaya koymaktadır. Kısacası bu çalışmayla Türk tarihindeki karanlık bir dönem aydınlatılmaya çalışılmış ve Türklük araştırmalarında bir boşluğun doldurulması amaçlanmıştır.
Karadeniz, Ortaçağ Türk tarihi araştırmaları bağlamında ihmal edilmiş bir bölgedir. Türkiye'de söz konusu bölgenin bu dönemini kapsayan çalışmalar maalesef bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdadır. Çünkü Orta zaman Karadeniz bölgesi tarihi araştırmalarının kaynaklarının birkaç dilden teşekkül etmesi ve bu kaynaklardaki bilgilerin neredeyse mahdut bir seviyede olması araştırmacıların işini güçleştirmektir. Bu çalışmada dönemin kaynaklarından hareketle Karadeniz'in sınırlarına dâhil olan ve Kelkit havzası olarak adlandırılan bölgedeki Türk varlığının Ortaçağlardaki izlerini sürmeye çalışılmıştır. Kaynaklardan edinilen bulgular, Türklerin en az İç ve Doğu Anadolu'da olduğu kadar Kuzey Anadolu'nun önemli bir kesimini teşkil eden Kelkit havzasında da etkin olduğu sonucunu ortaya koymaktadır. Kısacası bu çalışmayla Türk tarihindeki karanlık bir dönem aydınlatılmaya çalışılmış ve Türklük araştırmalarında bir boşluğun doldurulması amaçlanmıştır.